ATSO Başkanı Davut Çetin, “Berlin ve Moskova fuar tanıtımlarımız başarılı geçti ve olumlu izlenimler edindik. Fuarda görüştüğümüz turizmcilerin tamamının beklentisi iyi yönde. Alman Seyahat Acentaları Birliği Ocak sonu itibarıyla Türkiye erken rezervasyonlarının yüzde 58 arttığını açıkladı. Antalya, Akdeniz’de en hızlı yükselen destinasyon durumunda. Hatta Rusya pazarıyla birlikte yazın Türkiye’de yatak sayısının yetmeyeceği konuşuluyor” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı, meclis üyelerinin yoğun katılımıyla yapıldı. Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında gerçekleşen toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetleri ve ekonominin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Ülke ve kent gündeminin seçime odaklandığını vurgulayan Davut Çetin, “Seçim sonrasında büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımızla da biraraya gelmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki haftadan itibaren hem ülke gündemine hem de kent gündemine dair daha sağlıklı değerlendirmeler yaparız” ifadesini kullandı.

Ümidimiz yeni sezonla birlikte piyasanın canlanması

Nisan ayı itibarıyla turizm sezonunun başlayacağını belirten Davut Çetin şöyle konuştu:

“Turizm, bu yıl Türkiye ve Antalya için her zamankinden daha önemlidir. Ümidimiz sezonla birlikte piyasanın canlanması, turizmin Antalya ekonomisine ve döviz gelirlerine beklenen katkıyı sağlamasıdır.

Gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerekse başta Valiliğimiz olmak üzere, bütün Antalya kurumları olarak bu konuda yoğun çaba harcıyoruz. Berlin ve Moskova fuar tanıtımlarımız başarılı geçti ve olumlu izlenimler edindik. Fuarda görüştüğümüz turizmcilerin tamamının beklentisi iyi yönde.

Alman Seyahat Acentaları Birliği Ocak sonu itibarıyla Türkiye erken rezervasyonlarının yüzde 58 arttığını açıkladı.

Antalya, Akdeniz’de en hızlı yükselen destinasyon durumunda. Hatta Rusya pazarıyla birlikte yazın Türkiye’de yatak sayısının yetmeyeceği konuşuluyor.

Sezonda toplamda yüzde 20’ler düzeyinde turist artışını, fiyatları da yüzde 10-15 düzeyinde yükselterek gerçekleştirirsek, güzel bir sezon geçiririz.

Turizmi olumsuz etkileyecek bir şey olmamasını ve iyi bir sezon geçirmeyi temenni ediyoruz. Hepimiz biliyoruz ki; turizm en küçük bir olaydan, bir haber ve sözden etkilenen hassas bir sektördür. Bir ülkedeki her olay, her söz anında dünya medyasına çıkıyor. Sosyal medya her konuyu ışık hızıyla dünyaya yaymaktadır. Turizm rezervasyonları bu tür konulardan hemen etkilenmektedir. Bu nedenle, herkes turizmi etkileyebilecek hususlarda dikkatli olmalıdır.”

Avrupa pazarında dijital turizm öne çıkıyor

Küresel rekabetin her platformda yoğunlaştığını ifade eden Davut Çetin, “Özellikle ITB Berlin Fuarı’nda Avrupa pazarında dijital turizm ve çevre konusunun giderek daha fazla önem kazandığını gözlemleme imkânımız oldu. Küresel rekabetin her platformda yoğunlaştığını görüyoruz. Asya ülkeleri, Avrupa pazarında her geçen gün daha aktif oluyorlar. Bir tarafta turizmde teknolojiyle, dijital turizmle yarışma artıyor, diğer tarafta kültür tanıtımları daha güçlü yapılıyor.

Turizmde iddialı ülkeler, sosyal medya ile, gastronomiyle, kültürle, sanatla küresel tanıtım yapıyorlar. Türkiye olarak biz de Göbeklitepe, Aspendos, Gaziantep baklavası gibi birçok değerimizle tanıtım yapıyoruz.

Dünya her alanda dijitalleşmenin nimetlerinden yararlanırken biz de dijital turizmi özellikle tanıtım alanında daha iyi değerlendirmeliyiz. Tanıtıma katkı yapmak için, ATSO olarak bir dönem sosyal medya tanıtım kampanyaları düzenlemiştik. Türkiye’nin ve Antalya’nın günlük hayatı yansıtan sosyal medya tanıtımlarını mümkün olabildiği kadar güçlendirmeliyiz.

Gastronomi Festivali için çalışma yapıyoruz

Sosyal medya tanıtımında gastronomiyi de öne çıkarabiliriz. Kent merkezinde özgün yemek yerleri kent turizminin en önemli unsurlarıdır. ATSO olarak Gastronomi Festivali düzenlemek üzere çalışıyoruz. Gastronomi Festivali’ne, gurme yazarları davet edebiliriz, bu sayede hem yenilikler ortaya çıkar hem de daha iyi tanıtım olur. Konuyu Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu’nda değerlendireceğiz. Doğru adımlarla yola çıkabilirsek, Antalya’ya değer katacak bir etkinliği de kentimize kazandırmış oluruz” dedi.

Konut kredisi kampanyası sürüyor

Ziraat Bankası ile imzalanan konuk kredisi kampanyasının önemine değinen ATSO Başkanı Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Ziraat Bankamızın desteğiyle, müteahhitlerimizin katkısıyla faizi 0.98’e çekerek 120 ay vadeli 750 bin liraya kadar kredi kullandırmak için protokol yaptık.

Bu, tüketicileri motive edecek ve güven verecek bir kampanyadır. İstanbul ve Ankara’da büyük şirketler bu kampanya ile başarılı oldular. Antalya’da da inşaat sektörümüz bir araya gelerek, çaba harcarsa başarılı olabiliriz. Türkiye çapında ortak reklam kampanyası da yapılabilir. Bu devirde bir ürünü pazarlamak, üretmekten daha önemli hale geldi. İster konut sektörü isterse sağlık sektörü olsun pazarlamaya önem vermeliyiz. Kentte sektörü geliştirmek için de ortak reklam ve satış kampanyası yapmayı öğrenmeliyiz. Birbirimizle rekabet etmeden önce, İstanbul, İzmir’le hatta dünya ile rekabet etmeliyiz. Dünya’nın dört bir yanından müşteri çekmeye çalışmalıyız. İnşaat sektörümüz için Katar’da bir fuar katılımı hazırlığı içerisindeyiz. Önümüzdeki yıllarda Antalya, sektörü bir araya getirmiş güçlü projelerle uluslararası fuarlarda yer almalıdır.

Nitelikli meslek okullarına önem vermeliyiz

Geçen ay TOBB olarak Milli Eğitim Bakanlığı’yla 81 ilde 81 meslek lisesinin yönetiminde Odalarınyer alması konusunda bir protokol imzaladık. Bu, son derece değerli bir adımdır. Biz de ATSO olarak Muratpaşa Endüstri Meslek Lisesi’nin yönetiminde olacağız. Odalar, Meslek Liselerinin yönetimlerinde aktif olurlarsa piyasanın ihtiyaç duyduğu nitelikte elemanları yetiştirebiliriz. Meslek liselerini iş garantili okullar haline getirebilirsek, işte o zaman ne nitelikli eleman sorunu kalır ne de işsizlik rakamları bu kadar yüksek olur.

Meslek lisesine giden genç oranı bizde yüzde 40’larda, o da hepsi teknik lise değil. Oysa bu oran İsviçre, İtalya, Belçika, Finlandiya, Avusturya’da  yüzde 70’lerdedir. Sanayisi güçlü ülkeler teknik liseleri güçlü olan ülkelerdir. Teknik liseleri çırak, kalfa değil, girişimci yetiştiren, iş garantili okullar olarak görmeliyiz. Çocuklarımızı genel lise ve üniversite rutinliğinden kurtarmalıyız.

Artık tek başına üniversite okumak bir şey ifade etmiyor. Her yerde ihtiyacın üzerinde mezun veren aynı fakülteler var. Ondan sonra da üniversite mezunu işsiz sayımız artıyor. Artık 4 yıllık fakülteler yerine nitelikli meslek okullarına önem vermeliyiz. Ümit ederim ki, bu konuda ilerleme sağlarız ve bir değişim başlatabiliriz.

Ekmek fiyatı ve tanzim satış

Önemli bir çalışmamız da Ticaret bakanımızla yaptığımız toplantı oldu. Sayın Bakana toptancı haller, işyeri ruhsatları, ticaret sektörünün sorunlarıyla ilgili birçok konuyu ilettik.  Ticaret bakanımıza Toptancı haller ile ilgili olarak üretici ve tüketici hallerinin farklı ele alınması gerektiğini de ifade ettik. Ekmek fiyatı ve tanzim satış konularını da konuştuk. Sayın bakan üretici hallerinin ayrı değerlendirilmesi gerektiği görüşümüzü haklı buldu. Bu konuları önümüzdeki haftadan itibaren birinci gündem konusu olarak görmek istiyoruz.

Sayın Bakan, geçtiğimiz hafta da Perakende Ticaret yasasının değişeceğini, market markalarına sınır geleceğini, yöresel ürünlere raf ayrılmasının zorunlu olacağını açıkladı. Yerel ürün rafı ve market markalarına sınırlama getirilmesi geçmiş yıllarda bizim de gündeme getirmiş olduğumuz konulardı.  Daha önemli sorun büyük zincirlerin bazı ürünlerde bir veya az sayıda marka bulundurmasıdır. Bir üründe az sayıda marka varsa, orada tekelleşme vardır, Rekabet kurulunun incelemesi gerekir.

Yerel ekonomi desteklenmeli

Yöresel ürünlere raf ayrılması da Odamızın gündeme getirmiş olduğu bir uygulamaydı, yasada yer aldı, zorunlu, ama uygulanmıyor.  Yerel ekonomiyi desteklemek için mutlaka çok özel ürün olmasına ihtiyaç yoktur. Elmalı’nın kooperatifi, süt, yoğurt, yağ üretiyor, birkaç yerde mağazada satıyor, az kişi biliyor, çünkü marketlere giremiyor.

Perakende ticaret ve zincir marketler konusu 8. grubumuzun aylık gündemindeki konu olmuştur. Arkadaşlarımız bu mağazaların kaldırım işgalleriyle kötü örnek olduklarını,  promosyon indirimleriyle haksız rekabet yaptıklarını, zincir marketlere sınır getirilmesini talep etmektedirler. Eğer yasa değişecekse, zincir marketlerin açılışına da AVM’ler gibi şartlar getirilmeli, Odalara da görüş sorulmalıdır.

İstihdam destekleri

Geçen hafta ayrıca Sayın Valimizin katılımıyla istihdam destekleri toplantısı yaptık. Geçen ay, TOBB’da yapılan Şura’da istihdam seferberliği adı altında bir kampanya başlatılmış bir destek paketi açıklanmıştı. Hatta benim Ankara’da olduğum son mecliste bu destekleri anlatan bir kısa film de meclis toplantımızda gösterildi. Gerçekten çok ciddi istihdam destekleri var. Biz, geçen sene şimdi verilen desteklerin çok daha azını mevsimlik çalışanlar için talep ettiğimizde tek bir destinasyona yönelik destek verilemeyeceği söylenmişti. Şimdi adeta Antalya için hazırlanmış bir teşvik paketi açıklanmış durumda. Cuma gün yapılan toplantıda İş Kur ve SGK Müdürleri detaylı birer sunum yaptılar. Bu paketi bütün işverenler detaylı şekilde incelemeli ve sunulan fırsatları mutlaka değerlendirmelidir.

TOBB’daki Şûra’da Antalya için 150 bin ek istihdam rakamı telaffuz edilmişti. Antalya geçen seneki seferberlikte 186 bin ek istihdam yaratarak İstanbul’dan sonra Türkiye ikincisi olmuştu. Bu yıl turizmdeki yükselme ile birlikte 150 bin hedefini çok rahat aşacağımızı düşünüyorum.”

Aşırı karamsarlık ve ümitsizliğe yer yok

Ekonomideki ve piyasadaki durum konusunda sorunlarımızın önemli olduğunu, ama aşırı karamsarlık ve ümitsizliğe yer olmadığını söylüyoruz. Geçen yıl son 3 ayda ekonomi küçülmeye başladı, bu üç ayda küçülme artarak devam etti.

Geçen ay meclis toplantısında yapılan anket sonuçları bu küçülmenin sizlerin de beklenti ve değerlendirmelerine yansıdığını gösteriyor. Genel olarak ankete katılanların yüzde 55’i satışlarının geçen yıla göre düştüğünü, yüzde 67’si, alacak tahsilatının bozulduğunu söylemişler. Piyasa durgunluğu ise en ciddi sorun olarak öne çıkmış. Ekonominin geneline ilişkin beklentim olumsuz diyenlerin oranı yüzde 77 olmuş. Her yıl geleneksel olarak 1000’den fazla işyerinde yaptığımız anketlerde de benzer sonuçlar ortaya çıkmış durumdadır.

Bu yıl Türkiye ekonomisinde ciddi bir büyüme beklentisinin olmadığını görüyoruz. Otomobil, beyaz eşya, konut satışlarına baktığımızda hepsinde geçen yıla göre gerileme yaşanmaktadır. Otomobil satışında düşüş yüzde 40-50 arasında, beyaz eşya ve konutta yüzde 15-20 arasındadır.

Ekonomimiz krediyle dönüyor

Ekonomi yönetimi enflasyonu düşürmek ve dövizi artırmamak için faizi yüksek tutmak zorundadır. Diğer taraftan ekonomide büyüme için vergi indirimleri devam etmektedir. Son olarak tapu harcı, konut KDV’si indirimi yılsonuna kadar uzatılmıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilyada KDV ve ÖTV indirimleri haziran sonuna kadar uzatılmıştır.

Ekonomimiz krediyle dönen bir ekonomidir, şu anda kredilerin mevduata oranı yüzde 135’dir. Ekonomide kredilerin gelişmesine baktığımızda geçen yıl ağustos ayından sonra kredilerin azaldığını, Şubat ayından bu yana bir artış başladığını görüyoruz. Son iki ayda ticari krediler 32 milyar, esnaf kredileri 5 milyar artmıştır. Buna rağmen şu anda bir yıl önceki kredi düzeyi ile aynı noktadayız. Hatta konut kredisinde geçen yılın gerisindeyiz.

Ekonomide mali kaynak sıkıntısının çözülmesi gerekmektedir.

Bildiğiniz gibi, dünya ekonomisinde yavaşlama olduğu artık tescillenmiştir. ABD; Avrupa ve Asya ekonomilerinde büyüme devam etmektedir, fakat hız kesmiştir. FED, düşük faiz, bol para politikasını devam ettirme kararı almıştır. Almanya’nın 10 yıllık tahvillerinin faizi yeniden negatife düşmüştür.

Türkiye gibi ülkeler için dünya finans koşulları olumlu yönde değişmiştir, fakat dünya ekonomisi yavaşlaması da riskleri artırmaktadır.

Cuma günü birçok ülkede borsalardan para çıkışı olmuştur. Türkiye’de halkın döviz talebi de arttığı için sert bir kur artışı yaşadık. Halkın dövize yönelmesi konusunda daha önce de uyarılar yapmıştık, ama belirsizlik bunu iyice teşvik etti.

Bu nedenle seçim sonrasında bankalardaki kredi sorunlarını, bütçe açığını, vergileri içine alan yeni, detaylı, teknik bir mali plana ihtiyaç vardır. Merkez Bankası’nın faiz politikası, ertelenen kredilerin ne olacağı, elektrik ve akaryakıt fiyatları, bütçede hangi adımların atılacağı önemli konulardır. Bu sorunları ele alan ve çözüm yollarını netleştiren gerçekçi bir plan, güven tesisi için en önemli araç olacaktır. Ayrıca, ekonomik ve sosyal konseyin toplanması, atılacak adımların uzlaşma ile belirlenmesi de ekonomide toparlanmaya katkı yapar.

Antalya ekonomisi

Antalya verilerinde ise turizmdeki olumlu gelişmeyi görüyoruz. Çalışan sayısı Türkiye’de gerilerken Antalya’da yüzde 4 artış vardır. Kayıtlı girişimci, esnaf sayısı artmaktadır, fakat tarımda kayıtlı üretici azalmaktadır.

Diğer taraftan Odamıza yeni kayıt sayısı Ocak-Şubat toplamında geçen yıla göre %12,8 oranında düştü. Finansman sorunu çek ve senet verilerine yansıyor. Vergi indirimlerinin de etkisiyle vergi tahsilatı düşüktür.

Nisan ayı ile birlikte turizmin canlanması, mayıs-haziran döneminde tarım üretiminin artmasıyla piyasada iyileşme olacağını tahmin ediyoruz. Yabancı turist sayısının 15 milyonu aşması muhtemeldir. 3-4 milyon da yerli turist ve yazlıkçı bekliyoruz. Bizim asıl bu varlığı nasıl daha iyi değerlendiririz hususunu konuşmamız gerekiyor. Tanıtım konusunu konuştum, bizim dijital hafıza çalışmamız da devam ediyor. Ayrıca kent merkezinde ticaretin kalitesini artırmak için çalışmalıyız.

Dönerciler Çarşısı tekrar gözden geçirilmeli

Dönerciler Çarşısı gibi yerlerimizi tekrar gözden geçirmeliyiz. Dönerciler Çarşısı yeme-içme yeri iken, son dönemde farklı ürünler satılmaya başladığını görüyoruz. O bölge şık bir yeme-içme ve yöresel ürünler pazarı olarak değerlendirilebilir. Bu konuları önümüzdeki haftadan sonra, belediye başkanlarımızla birlikte hızla ele almalıyız.

Tekstil grubumuzla vitrin yarışmasını kent merkezinde ticaretin kalitesini artırmak için yapıyoruz. Kaleiçi, Kalekapısı ve çevresinde mağazalar daha düzgün ve disiplinli olmalıdır. Cadde esnafı caddeyi geliştirmek için ortak çalışma, işbirliği yapmalıdır. Her yıl kent merkezini canlandıracak etkinlikler düzenlemeyi konuşuruz, ama tüm kurumlar biraraya gelmediğimiz için istediğimiz etkiyi sağlayan etkinlikler düzenleyemiyoruz.

Bu konuda tüm ilgili kurumlar ve STK’larla ortak bir etkinlik programı belirleyerek hareket etmemiz gerekiyor. SİAD lar ve TMMOB Odaları ile rutin toplantılar ile biraraya geldiğimiz bir yapı oluşturduk. Önümüzdeki süreçte bu konuda da bir ilerleme sağlayacağımıza inanıyorum.

Taşıt muayenesinde mevcut sistem değişmeli

Komite çalışmalarımızda genel bir bekleme döneminde olduğumuzu söyleyebiliriz. 46. grubumuz taşıt kiralama sektörü sorunları konusunda çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Araç muayenesindeki sıkıntıları dile getirmişlerdir. Taşıt muayenesinde mevcut sistem değişmeli, rekabete açılmalı, maliyetler düşürülmelidir.

Bilişim sektörümüz yapay zekâ gibi konularda güzel seminerler düzenlemektedir.  Mimarlık komitemizin çalıştay organizasyonu bulunmaktadır. Çevre ve Enerji komisyonumuzun da aktif olduğunu görüyoruz.

Atatürk’ün yazdığı kitaplar milli eğitim müfredatına alınsın

Kırtasiye grubumuz Atatürk’ün yazdığı kitapların milli eğitim müfredatına alınması önerisini dile getirmiş. Kitapların çoğu askeri konular, ama Geometri, Medeni Bilgiler gibi kitaplar bir hatıra ve örnek olması bakımından önemlidir. Çoğumuz bu kitapları bilmiyoruz, aslında yetişkinler de okumalıdır.

Merkez Bankası’na Müze Önerisi

Yarın, Antalya Kültür ve Sanat’ta “Bizim Sayfiyelerimiz” adlı yeni sergimizin açılışını yapacağız. Merkez Bankası koleksiyonu seçkilerinden oluşan çok güzel bir sergi, bütün Antalya’ya tavsiye ediyoruz.

Merkez Bankası yetkililerine bu vesileyle bir teklif götüreceğiz. Merkez Bankamız kent merkezinden taşınacak. Mevcut taş bina tarihi bir binadır ve bir müze olarak değerlendirilebilecek niteliktedir. Merkez Bankamız bu binada resim sergilerini sürekli hale getirebilir ve Antalya’ya güzel bir katkı yapmış olur. Ümit ediyorum ki, böyle bir imkan bulunabilir.

Bu vesileyle herkese şunu da duyurmak istiyorum, lütfen Antalya Kültür ve Sanat’ın etkinliklerini takip edin. Yoğun bir etkinlik takvimi var ve her etkinliğin bir izleyici kitlesi oluşmuş durumda. Aslında kültür ve sanat merkezimize en çok sahip çıkması gerekenler Kalekapısı esnafıdır. Esnafımızı da sunulan imkânlardan aileleri ile birlikte yararlanmaya davet ediyorum.

Önümüzdeki hafta kuruluş yıldönümümüzü beraberce kutlayacağız. Protokolü ve eski başkanlarımızı davet edeceğiz, eski üyelerimize plaket vereceğiz. Rakamlar açıklanmadığı için Geleneksel Ödül Törenimizde il geneli ve temsilciliklerimizin olduğu ilçelerdeki gelir ve kurumlar vergisi rekortmenlerimize plaketlerini verememiştik. 3 Nisan’da bu plaketleri de takdim edeceğiz. Meclisimizin bu önemli günde birlikte olmasını rica ediyorum.

Bütün komitelerimize, siz meclis üyelerimize çalışmalarınız için teşekkür ediyorum. Seçimlerin birbirimizi kırmadan, incitmeden, demokratik bir olgunlukla yapılmasını ve Antalya’ya hayırlı olmasını diliyorum.”