ATSO Başkanı Davut Çetin, ocak ayı meclis konuşmasında UNESCO’nun öğrenen kentler tanımlaması ve öğrenen kentler networkünü gündeme getirerek, “Antalya bütün ilçeleriyle UNESCO’nun öğrenen kentler tanımına bakmalı ve bu konuda adımlar atmalıdır. Öğrenen kentlerde işyerlerinde öğrenme kültürü de geliştiriliyor. Ailede ve toplumda hayat boyu öğrenme kültürü teşvik ediliyor. Modern öğrenme teknikleri geliştiriliyor. Öğrenen şehir, Antalya’ya yakışacak bir unvandır. Antalya 4.0 projemizle birlikte Büyükşehir Belediyemize ve ilçe belediyelerimize bu önerimizi de sunuyoruz” dedi.


Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında meclis üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Açılışta bir konuşma yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasının başında Antalya bölgesinde geçen hafta sonu can ve mal kayıplarına yol açan şiddetli yağışlara ve hortuma değinen Başkan Davut Çetin, yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini belirterek, “Öncelikle afette hayatını kaybedenler için başsağlığı, yaralı ve zarar görenler için geçmiş olsun dileklerimi sunmak istiyorum. Son yıllarda görmediğimiz, hatta son 50 yılın en şiddetli hava koşullarını yaşadık.

Üreticilerimizin zararlarının karşılanması konusunda Hükümet gerekli açıklamaları yaptı. Afet desteklerinin zamanında yapılmasını bekliyoruz. Artık afet deyip geçmemek ve iklim değişikliği gerçeğini iyi anlamak zorundayız. Küresel ısınma birden bire sıcaklık artmasıyla gelmiyor, aşırı yağış, aşırı soğuk ve aşırı sıcak dalgaları şeklinde geliyor. Bu nedenle erken uyarı sistemlerinden altyapıya ve seraların yapısına kadar her alanda önlem almalıyız. Antalya’da 278 bin dekar sera alanının 65 bini cam sera, 187 bini plastik. Plastik seraların çoğu yeterli altyapıya sahip değil. Antalya’da seraların ciddi biçimde elden geçirilmesi gerekiyor. Hatta toplu sera bölgelerinin organize sera bölgesi ilan edilip hem altyapı hem yönetim bakımından modernizasyonunu konuşmalıyız.

Diğer taraftan sera sigortasının da gelişmesi gerekiyor. TARSİM genel müdürü yeni açıklama yaptı, Antalya’da sigortalı sera alanı 60 bin dekarın üzerine çıkmış, 26 bin üretici poliçe sahibi olmuş. Fakat diğer taraftan 60 bin dekar henüz toplamın küçük bir bölümü. Bu konuda teşvik edici adımlar atıldı, daha fazlasına ihtiyaç olduğu da görülüyor.

Yalnızca tarımda değil, her alanda iklim değişikliğine karşı önlem almak gerekiyor. Çevrenin korunması konusunda daha bilinçli olmalı, afetlerden ders çıkarmalıyız” dedi.

 

Seçim Bildirgesi

ATSO olarak yerel seçimler öncesi adaylara ve siyasi partilere verilmek üzere Seçim Bildirgesi hazırladıklarını anlatan Davut Çetin, “Yerel seçimler nedeniyle seçim bildirgemizi hazırladık. Bildirge, Antalya 4.0 projelerini, yerel yönetimlerce dikkate alınması gereken konuları içermektedir. Kitapçığımızda ayrıca Odamızın gündemindeki ve geçmiş dönemden geçerliliğini koruyan konular da bulunmaktadır.

Seçim bildirgemiz, bildiğiniz gibi geleneksel hale gelmiş durumdadır. Bildirgemizin amacı seçim vesilesiyle ortak bir Antalya vizyonu oluşmasına destek olmaktır. Bir kentin başarısında ortak bir vizyon olması son derece önemlidir” diye konuştu.

TOBB ve Bankalar Birliği Antalya’da

Şubat ayında önemli etkinliklerin olacağını belirten Davut Çetin şu bilgileri verdi;
“8 Şubat’ta TOBB ve Bankalar Birliği ile bölgesel istişare toplantısı yapacağız. TOBB Başkanımız ve banka genel müdürleri Antalya’da olacaklar. Antalya’nın kredi sorunları bizzat en yetkili kişilerle konuşulacak.

Saklıkent’ten Konyaaltı’na Kay-Sür-Yüz Yarışması

9 Şubat’ta “Beyaz’dan Mavi’ye” spor etkinliğimiz var. Antalya’da kış turizmine, spor turizmine destek için güzel bir etkinlik başlatıyoruz. 9 Şubat’ta kayak, bisiklet ve yüzme üçlü yarışı yapacağız. Saklıkent’te kayak ile başlayıp, bisiklet ile devam edecek ve Konyaaltı’nda yüzme yarışıyla tamamlanacak bir spor etkinliği düzenliyoruz. Ayhan Kızılsavaş arkadaşımız birkaç aydan bu yana çalışıyorlar. Sayın Valimiz himayelerinde, Konyaaltı Belediyesi, Gençlik Spor İl Müdürlüğü, Deniz Ticaret Odası, Emniyet, Jandarma, Antalyaspor destek ve katılımlarıyla Antalya yeni bir etkinliğe kavuşmuş olacak. Üç federasyonumuzdan 22 hakem yarışı kontrol edecek. Böylece Antalya’nın aynı gün içerisinde kayak yapılabilen ve denize girilebilen bir kent olduğunu bir spor etkinliği ile daha güçlü şekilde duyurabileceğiz.

Umuyorum ki bu organizasyonu önümüzdeki yıllarda uluslararası düzeye taşıyacağımız, dünyanın ünlü sporcularını Antalya’da yarıştıracağımız bir spor müsabakası haline getirebiliriz.

3 Mart’ta da Runatolia etkinliği var. Kız çocuklarının eğitimine destek olmak üzere biz de katılmayı düşünüyoruz. Lütfen meclis olarak ilgi gösterelim, önemli olan katılmak ve destek olmak.

En Güzel Vitrin Yarışması başladı

Tekstil-giyim sektörü komitemiz, En Güzel Vitrin Yarışması organizasyonuna başladı.

Bu yıl ikincisini yapıyoruz. Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu yıl birinciye 10, ikinciye 7 bin 500, üçüncüye 5 bin, iki katılımcıya da mansiyon olarak biner lira ödül vereceğiz. Burada amaç paradan çok reklam olmalı diye düşünüyorum. Her zaman söylüyoruz, vitrinler bir kentte ticaretin düzeyini ve kalitesini gösterir. Antalya olarak giyim sektöründe özellikle kent merkezinde, Kalekapısı ve Kaleiçi’nde olmamız gereken noktada değiliz. Hatta vitrin bile kalmamış durumda. Bizim bu tür yarışmalarla marka işletmeleri desteklememiz önemli bir konudur. Umuyorum ki önümüzdeki süreçte yeni kategorilerle bu ödülümüzü geliştiririz.

KOSGEB’in yurtdışı iş geliştirme destek programı

Bir başka önemli konu KOSGEB’in yurtdışı iş geliştirme destek programıdır. Özellikle yurtdışında fuarlara gitmek için önemli bir destek programı başladı. Bununla ilgili duyurumuzu yaptık. Sektörde 10 işletme bir araya gelirse Odamız kanalıyla bu destekten yararlanmak mümkün olacaktır. Komitelerimizin bu konuya ilgi göstereceğini umuyorum.

Komitelerimizin gündemi de yoğunlaşmaya başladı. Sorunlar artınca gündemler de dolu olmaya başlıyor. Madencilik sektörümüzün şikayet ve taleplerinde artış görüyoruz, özellikle son kanun değişikliğinden şikayet var. Daha önce de söyledim, TOBB’a ve Bakanlıklara bu talepleri yazıyoruz, ama sizler mecliste de konuşun, bütün meclisimiz, basınımız bilgi sahibi olsun. Meclis toplantısını esasen sektörel sorunları konuşmak için yapıyoruz, ama daha çok başka konular konuşuluyor.

Alkollü içkilerdeki vergi yükü

Beşinci grubumuz, yani içecek ve içki sektörümüz, alkollü içkilerdeki vergi yükünden şikâyeti dile getirmiştir. Bu vergi yükü yüzünden üreticinin, restoran ve eğlence sektörünün hem de bağcılık sektörünün kaybettiğini, ayrıca kaçak üretimin tekrar arttığını belirtmişler. Duyduğumuz kadarıyla, artık birçok insan evde içki üretiminde uzmanlaşmış durumdadır. Aşırı vergi içki tüketimini artırıcı yönde etki etmeye başlamıştır. Olan sektöre, turizme, restoranlara ve üzüm üreticilerine olmuştur. Dolayısıyla bu vergi yükünün azaltılması yararlı olacaktır.

Ekmek fiyatlarıyla ilgili mücadele devam ediyor

Fırın, unlu mamüller grubumuz, ekmek fiyatlarıyla ilgili mücadelesine devam etmektedir. Deri giyim sektörümüz indirim kampanyalarında kuralsızlıktan şikayet ediyor. En son kanun değişikliğine indirim kampanyalarıyla ilgili düzenlemeler yapıldı, cezalar getirildi. Eğer gerçek olmayan kampanya varsa bu şikayet edilebilir.

Mobilya grubumuz Milano mobilya fuarına milli katılım organizasyonu girişiminde bulundu. Kağıt ve matbaa grubumuzun sektöre dönük eğitim programı çalışması var. 21. grubumuz, yani makine, teknik grubumuz sektördeki düzenlemelerden, ayrıca işçilik ve akaryakıt maliyetlerindeki artıştan şikayetçi. Eğitim grubumuzun mevzuattan kaynaklanan sorunları var. Bilişim sektörümüz yapay zeka semineri düzenliyor ve web sayfamızın komiteler bölümünün geliştirilmesini talep ediyor.

ATSO Köy 4.0/Modern Yaşam Köyü projesi

Kooperatifler grubumuzun ilginç bir gündemi var bu ay. ATSO Köy 4.0/Modern Yaşam Köyü projesi öneriyor. Komitemiz ayrıca Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin bildirisindeki örgütlenme özgürlüğü, toplu sözleşme hakkı, çocuk işçiliğine son verilmesi, tacize sıfır tolerans gibi hususları paylaşmışlar. Güzel bir duyarlılık göstermişler. Teşekkür ediyorum.

Konaklama grubumuz Antalya’nın tanıtımı için internet fenomenlerinin Antalya’ya davet edilmesini öneriyor. Bu konu bakanlığın da gündemindeydi diye biliyorum, ama elbette bizim de Antalya olarak çalışmamız gereken bir konudur. Tanıtım A.Ş. çalışabilir, diğer kurumlarla işbirliği yaparız.
Reklamcılık sektörümüz, 2019 Antalya turizmi temalı afiş yarışması ve hediyelik eşya tasarım yarışması yapılmasını önermiştir. Antalya turizminde dönem dönem yeni temalarla yeni pazar gruplarına hitap edilmesi gerekiyor. Reklamcılık grubumuz, turizm grubumuzla işbirliği yaparak hem tema hem afiş yarışması yapabilir.

Diğer komitelerimizin de çalışmaları var. Mühendislik grubumuz deprem konusunda önemli bir toplantı düzenledi, bu tür toplantılara komite ve sektör üyelerimizin katılmalarına da önem vermeliyiz. Komitemiz şimdi sıfır atık konusunda çalışmaktadır.

46. grubumuzun plaka ücretleri, sağlık grubumuzun çocuk sağlığı konusunda çalışmaları bulunmaktadır.

Ocak ayı ile birlikte ekonomideki duruma ve ülke gündemine rağmen komitelerimizde bir canlılık olmuştur. Bunun artarak devam etmesini diliyor ve bu çalışmalar için bütün komitelerimize teşekkür ediyorum.”

Konuşmasında gündemdeki ekonomi konularına da değinen Başkan Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü;

“Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Odamızda bir toplantı düzenledi. Sayın Berat Albayrak’ın katılımıyla bir toplantı yapıldı. Ekonominin ve Antalya’nın sorunları dile getirildi.

TOBB Ekonomi Şurasına ben katılamadım, ama bir Antalya raporu hazırladık ve sunduk. Raporumuzda kredi ihtiyacı ve KDV alacakları konusuna öncelik verdik. Hal kanunu, tarım işletmelerinin ruhsat almalarındaki sorunlar ve sera modernizasyonu teşviklerini gündeme getirdik. Ekonomi şurasında KDV alacakları için mahsuplaşma veya tahville ödeme gibi öneriler oldu. Sayın Cumhurbaşkanı da KDV alacakları için çalışma yapılacağını açıkladılar, artık bir sonuç bekliyoruz.

İstihdam artışı sözü

Toplantıda Antalya’yı Manavgat TSO Başkanımız Ahmet Boztaş temsil etti. Sayın Cumhurbaşkanı 2019 için istihdam artışı sözü isteyince Ahmet bey dayanamamış, Antalya için 150 bin istihdam artışı sözü vermiş. Sayın Boztaş’ın sözünü tutması için biz de destek olacağız. Manavgat 50 bin artış sağlarsa biz gerisini getiririz.

Hükümet ekonomide destekleyici önlemler almaya devam etmektedir. KDV ve ÖTV indirimleri uzatılmıştır. Ticari araçlara kiralama imkânı tekrar getirilmiştir. 20 milyarlık KOBİ destek kredisi programı başlatılmıştır.

İstihdam alanında Hükümet 150 liralık asgari ücret desteğini devam ettirmiştir. Yeni istihdam paketinde çalışanın prim ve vergisini devlet üstlenmeye devam ediyor. Geçen ay, primlerini düzenli ödediği halde son bir yılda ödeyemeyen işletmelere 60 ay vade imkânı getirilmişti. Ayrıca kısa çalışma ödeneği desteğinden yararlanma koşulları da kolaylaştırılmıştır.

TRT payı sanayide kaldırılmıştı, artık diğer sektörlerde de kaldırılmalıdır

Bunların dışında bu dönemde ilk 3 ayın SGK prim borçlarına erteleme gibi bir destek sağlanması da yararlı olacaktır. Ekonomide girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve likidite sağlanması için halen yeni önlemler gereklidir. Böyle bir dönemde peşin vergi uygulamasından vazgeçilmelidir. Kamu kurumlarının reel sektöre borçları zamanında ödenmelidir. Elektrik faturasında TRT payı sanayide kaldırılmıştı, artık diğer sektörlerde de kaldırılmalıdır.
Ekonomide yavaşlama devam ediyor ve birçok KOBİ dayanmakta zorlanıyor. Sanayi üretimi Kasım’da yüzde 6.5 düştü, Aralıkta da düşüşün devam etmesi bekleniyor. Ocak ve sonrası ihracatın durumuna bağlı olacaktır. Otomotivde Aralık ayı düşüşü yüzde 42, yıllık düşüş yüzde 35 oldu. Beyaz eşyada daralma yüzde 17 oldu ve Aralık ayındaki satış hacmi 2008 yılı düzeyinde kaldı.

Önemli bir gösterge tüketici güven endeksidir. Tüketici güveni Kasımda artışa geçmişti, aralıkta yeniden inişe geçti, ocakta iniş devam etti.
Geçen hafta IMF dünya ekonomisine yönelik bir rapor yayınladı. Türkiye ekonomisi tahminlerini de revize etti. Sayın Mahfi Eğilmez bunu yazdı. Sayın Mahfi Eğilmez’i 13 Şubat’ta davet ettik, ekonomi konusunda konferans verecek. Tablo IMF’in son tahminlerini veriyor.
IMF yıllık büyümenin yüzde 0.4 olacağını tahmin etmiş, yıl sonu dolar kurunu yüksek tahmin etmiş. Temennimiz daha güzel bir senaryonun gerçekleşmesidir.
Döviz girişi artarsa ekonomide yaza doğru biraz düzelme başlayabilir.

Antalya ekonomisi

Antalya ekonomisinde geçen yılı 13 milyon 600 bin gibi bir turist sayısı ile kapadık. İhracatımız yüzde 10 oranında artış gösterdi. Bazı verilerde ise bu ay olumsuzluk görüyoruz.

Antalya göstergeleri finansman sorununa işaret etmektedir. Kredi hacmimiz 11 ay itibariyle geçen yıla göre sadece yüzde 11 oranında artmıştır. Enflasyonu ve kur artışını düşünürsek kredi hacminde reel olarak önemli azalma olmuştur.
Bir başka olumsuz gelişme karşılıksız çek tablosunda biraz bozulma olmasıdır.
Karşılıksız çek oranı yüzde 2’lere doğru düşmüştü, Kasımda yüzde 4.2, neyse ki, artış durmuş görünüyor. Bu koşullarda sınırlı bir bozulma olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Antalya büyük illere ve Türkiye ortalamasına göre daha iyi durumdadır.
Konut satışları Aralık ayında ekside kaldı, iç piyasada durgunluk devam ediyor. Yabancıların alımlarında Aralık ayında yine önemli artış oldu.
Bu yıl hem Türkiye genelinde hem Antalya’da yabancı alımlarında rekor kırılmıştır. Geçmişte yılda 6 bin satış rakamlarına ulaştığımız olmuştu, bu yıl 8 bine yaklaştık.

Şu anda ekonominin durgun dönemindeyiz, ümidimiz sezona doğru canlılığın başlamasıdır. 8 Şubat ve 13 Şubat toplantılarında ekonomiyi detaylı konuşacağız.
Yapısal reformları neredeyse unutmaya başladık

Ekonomide soruna günlük bakarsak, kısa vadeli olarak bakarsak hata yaparız. Ülke olarak yapısal reformları neredeyse unutmaya başladık. Artık konut olsun diğer sektörler olsun, ihracata, dışa açılmaya, markalaşmaya, teknolojiye daha fazla önem vermeliyiz.

İhracatımızın kilo değeri

Sizlerle ihracatımızla ilgili birkaç veriyi de paylaşmak istiyorum.
TİM bu verileri yeni yayınladı, ama çok ilgi çekmedi. İhracatımız arttı diyoruz, ama dünya payımızda artış yok. Bir başka veri ihracatın kilo değeridir.
İhracatımızın kilo değerini artırmayı çok konuştuk, ama ilerleme sağlayamıyoruz. Gördüğünüz gibi 2014’ün gerisine düşmüşüz.
Çin’den 20 milyar dolarlık mal alıyoruz, 2.5 milyar dolar ihracat yapabiliyoruz. Hindistan gibi milyarlık nüfusa ihracatımız çok az, Japonya, Meksika, Brezilya, Kanada gibi büyük pazarlarda yokuz. Geçen yıl ihracat yapan şirket sayımız 80 bin oldu, 2015’te 69 bindi, yani iyi bir gelişme var, ama Almanya’da ihracatçı firma sayısı 300 binden fazla. İspanya bizim iki katımız. Markalaşmada, inovasyonda, teknolojide daha hızlı ilerlemeliyiz.

Türkiye’de patronlar zengin, ama şirketler fakir kaldı

Biz girişimciler olarak kendimizi yenilemeliyiz. Bugüne kadar şirketlerimizin sermayesine önem vermedik, Türkiye’de patronlar zengin, ama şirketler fakir kaldı. Burada devletin de hatası var. Şirket ortağının para çekmesinde yüzde 23 stopaj gibi anlamsız yükler nedeniyle bu yapı yerleşti. Artık ortaklıkla büyümeli ve şirket sermayelerimizi güçlendirmeliyiz.

Dijital devrime ayak uydurmak için markaya, fikri mülkiyete, hukuk reformuna, eğitim reformuna önem vermeliyiz. Büyük reformlarla ülkenin verimliliğini artırmalıyız.

Sayın Kültür ve Turizm Bakanımızın Antalya turizmi ile ilgili güzel açıklamaları oldu. Sayın Bakan yapay zekâyla tanıtım projesinden söz ettiler. Bu bizim Antalya 4.0’da gündeme gelen, ayrıca bilişim sektörümüzün de çalıştığı bir konudur. Hatta Ümit Bey turizmde yapay zekâ kullanan bir uygulamayla inovasyon yarışmasında ödüle hak kazandı.

Sayın Bakan turizmde katma değerin artırılması gerektiğini de ifade etti. Sadece konaklama sektörü değil, esnafımız da katma değer meselesini anlamalı ve Antalya’da daha nitelikli mal ve hizmet üretimi hedeflenmelidir.

Öğrenen şehir, Antalya’ya yakışacak bir unvandır

Konuşmama seçim bildirgesiyle başlamıştım, yine bildirgeyle bitireyim. Bildirgemizde akıllı kentlerin öğrenen ve işbirliği yapan kent anlamına geldiğini vurgulamıştık. Bu çağda her gün yeni bir şey öğrenmeyen geri kalmış demektir.
UNESCO’nun öğrenen kentler tanımlaması ve öğrenen kentler networkü var.
Antalya bütün ilçeleriyle UNESCO’nun öğrenen kentler tanımına bakmalı ve bu konuda adımlar atmalıdır.
Öğrenen kentlerde işyerlerinde öğrenme kültürü de geliştiriliyor. Ailede ve toplumda hayat boyu öğrenme kültürü teşvik ediliyor. Modern öğrenme teknikleri geliştiriliyor.

Öğrenen şehir, Antalya’ya yakışacak bir unvandır. Antalya 4.0 projemizle birlikte Büyükşehir Belediyemize ve ilçe belediyelerimize bu önerimizi de sunuyoruz.
Öğrenen şehrin temel bileşeni ‘paydaşların katılımı ve yönetişim’dir. Sizler Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın meclis üyeleri olarak bu vizyona önemli bir katkı koyuyorsunuz. Meclis üyelerimiz, meslek komitelerimiz bugüne kadar kentimiz ve sektörleri adına bu yapı altında sorumluluk aldılar, sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdiler. Önümüzdeki süreçte de bu güçlü ve kurumsal yapı birliktelik kültürü ile güçlenerek devam edecektir.”