Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı’na konuk oldu. ATSO Meclis Üyeleri’ne hitap eden ve sorularını yanıtlayan Vali Karaloğlu, “Antalya’yı bir siber güvenlik konusunda çalışmaların yapıldığı, yapay zeka çalışmaları yapan bir şehre dönüştürmemiz gerekiyor. Antalya Türkiye’ye öncülük edebilir. Antalya’yı yazılımda, siber güvenlikte ve yapay zekada bir üsse dönüştürürüz diye düşünüyorum” dedi.

Meclis Toplantısının açılışında bir konuşma yapan ATSO Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun her zaman iş dünyasının yanında olduğunu vurgulayan Davut Çetin, “Biz her zaman şunu söylemişizdir. Antalya, valileri bakımından şanslı bir ildir. Sayın Valimiz de ilk günden itibaren herkesin sevgi ve saygısını kazanmış, 15 Temmuz’da dirayetini göstermiş, birçok projede öncülük ederek önemli çalışmalar başlatmıştır. Kamuoyunda çok görülmez, fakat kentin güvenliğinden, eğitime, turizm tanıtımına kadar birçok alanda Valimizin çalışmaları çok önemlidir. Antalya’da şirketleri ilgilendiren birçok konuda Sayın Valimiz sorunları çözerek, Antalya ekonomisine direkt katkı sağlamaktadır. Geçen yıl turizmde sıkıntı yaşadığımız dönemde yurtdışında tanıtım ve temaslar için büyük çaba harcamışlardır. Perge antik kentinin canlanması gibi projelere öncülük etmektedirler. Son olarak döviz üzerinden yapılmış kira sözleşmelerinde örnek bir uygulamayı Antalya’da başlatmışlardır. Bütün bu çalışma ve katkılarından dolayı kendilerine teşekkür borçluyuz. Antalya’da önümüzdeki dönemde de yeni başarılara imza atacaklarına inanıyoruz” ifadesini kullandı.

ABD ve Çin ticaret savaşında ilk etap tamamlandı

Konuşmasında dünyadaki ekonomik gelişmelerle ilgili bilgiler veren Başkan Davut Çetin şunları kaydetti;

“Ekonomide dünyada ABD ve Çin ticaret savaşında ilk etap tamamlandı. Dünyada risk korkusu artınca tahvillere ve dolara, korku azalınca borsalara ve diğer paralara yatırım artıyor. Bunlar dünya ekonomisiyle birlikte Türkiye’yi de etkilemektedir.

Türkiye için önemli bir risk konusu Suriye ve İdlib meselesiydi. Türkiye İdlib’te şu ana kadar başarılı bir diplomasi yürütmüştür.  Son dönemde Avrupa ile ilişkiler düzelmektedir, ABD ile ilişkilerde de bir sakinleşme görüyoruz. Bunlar da dış ilişkilerde başarılı adımlardır.

Merkez Bankası Başkanı ve ekonomiden sorumlu bakanlarımız, illeri dolaşmalıdır

Bildiğiniz gibi, bu ay Merkez Bankası en sonunda 6 puanlık faiz artışı yapmış ve faizi gerekli noktaya çekmiştir, fakat maalesef gecikmiştir. Merkez bankası hem gecikiyor hem de piyasa ile iletişimi tam olarak yapmıyor. Eskiden Merkez Bankası yönetimi illerde Odalarda konferanslar verir, politikasını anlatırdı ve güven kazanırdı. Bu dönemde de Merkez Bankası Başkanı ve ekonomiden sorumlu bakanlarımız, illeri dolaşmalıdır, Ticaret ve sanayi Odalarında iş insanlarını bilgilendirmelidir.”

Dövizdeki artışın bir çok sektörü sıkıntıya soktuğunu vurgulayan ATSO Başkanı Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Dövizdeki artış birçok sektörü, döviz kredisi olan şirketleri, ithal girdiyle çalışan sektörleri sıkıntıya sokmuştur. Otomotiv sektörü, beyaz eşya, mobilya, kuyum gibi sektörlerde daralma başladı. Otomotivde Ağustos ayında %52, beyaz eşyada %19 düşüş oldu.  Bayram etkisi de var, ama bunun üzerinde bir düşüş yaşanıyor.

Geçen hafta yeni Ekonomi programı açıklandı. Programda önemli kararlar ve konular yer almıştır.   Enflasyon konusunda gerçekçi bir öngörü yapılmıştır. Bu yıl %21, gelecek yıl %16 enflasyon çok güzel bir durum değildir, fakat sorunun görülmüş olduğuna işaret etmektedir.

İnşallah yapısal reformlar hızlanır ve çabuk toparlanırız

Programda büyüme hedefleri düşürüldü. Bu yıl %3.8, gelecek yıl ise %2.3 oranında büyüme öngörüldü. Bu yıl %3.8 büyüme şu anda iyimser bile görünmektedir. Yine de rakamlar şunu göstermektedir. Türkiye enflasyonu ve dövizi düşürmek için yüksek büyümeden vaz geçmiştir.

Gelecek yıl büyümenin %2.3 hedeflenmesi, devletin hem kemer sıkacağı hem de ekonomide frene basacağı anlamına gelmektedir. İşimiz zorlaşacak, işsizlik artacak gibi görünüyor. İnşallah yapısal reformlar hızlanır ve çabuk toparlanırız.

Bir başka önemli tablo daha var. Görüldüğü gibi, bu yıl gayrisafi hasılamız 3 trilyon 741 milyar olarak tahmin edilmiş ve bu dolara 763 milyar dolar olarak çevrilmiş, yani bu yılın ortalama dolar kuru 4.90 alınmış. Gelecek yılın ortalama dolar kuru 5.60 olarak tahmin edilmiş.

Gelecek yıl 5.60 dolar kuru bir hata mıdır, yoksa ekonomi yönetimi doları bu kadar düşürecek önlemleri alacak mıdır, birlikte göreceğiz.

Kişi başı gelirimiz bu yıl ve gelecek yıl 10 bin dolar altında kalmaktadır, 2021’de yeniden 10 bin dolara çıkılacağı tahmin edilmiştir.

Programda bütçe hedefi, cari açık hedefi, kur tahminleri iyimser görünmektedir.

Programda

-kayıtdışı ile mücadele,

-imar planı ile değer artışının vergilendirilmesi gibi önlemler yer almıştır.

-Vergi, prim borçlarında artık yeni yapılandırma yapılmayacaktır.

-Lüks ithal ürünlerin vergileri artacaktır.

-Teşvik sistemi değişecektir, biyoteknoloji, ilaç, kimya, enerji, makine ve yazılım sektörleri öncelikli olacaktır.

-Yeni nesil sanayi ve teknoloji bölgeleri kurulacaktır.

-Elektronik ihracat desteği artacaktır.

-Yerli ürünlere logo konularak tüketimi teşvik edilecektir.

-Gıda fiyatlarının düşürülmesine dönük önlemler alınacaktır.

-Programda turizme ağırlık verilmiştir. Yeni turizm bölgeleri ilan edilmesi, Uzak Doğu’ya açılma hedeflenmiştir.

-Dijital ekonomi dönüşümü gibi konular da programda yer almıştır.

Bunların bazıları yenidir, bazıları yıllardır konuşulan konulardır. Programın demokrasimizi güçlendirme adımlarıyla desteklenmesi gereklidir.  Yapısal reformlarda ilk sırada hukuk ve demokrasi reformları, ikinci sırada eğitim reformu olmak zorundadır.  Ayrıca siyasi uzlaşma ve katılımcı yönetim yönünde adımlara da ihtiyaç vardır. Bir başka konu yerel yönetimlerin güçlendirilmesidir. Çin, kişi başına geliri 300 dolardan aldı, 25 yılda 8 bin dolara yaklaştırdı, yani 25 yılda 25 kat artırdı. Bunu da yerel yönetimlere yetki vererek yaptı.

Güçlü bir merkezi idare, güçlü yerel yönetim ile birlikte başarılı olmaktadır. Bu nedenle illerde Valilikler ve Belediyeler de güçlenmelidir. Bunları yaparsak Türkiye ekonomisi daha güçlü ve dinamik olacaktır.

Bu dönemde asıl sıkıntıyı KOBİ’ler yaşayacak

Bir başka önemli konu finansal yeniden yapılandırma yönetmeliğidir.

Yönetmeliğe göre, banka, finansal kiralama, faktoring kuruluşlarına anapara borç toplamı 100 milyon TL’den büyük olan şirketler için borç erteleme, ek kredi sağlama, borcun bir kısmının silinmesi, hatta ana para borcundan vazgeçilmesi mümkün hale getirilmiştir.

Böylece büyük şirketlerin iflasları önlenmiş olmaktadır. Devlet bankaların zararını nasıl karşılayacaktır, henüz bilmiyoruz, o konuda da bir paket hazırlığı yapılmaktadır.

Bu dönemde asıl sıkıntıyı KOBİ’ler yaşayacaktır, dolayısıyla büyük şirketler kurtarılırken KOBİ’ler unutulmamalıdır. Şu anda KOBİ’ler limitlerinin altında kredi kullanmakta bile ciddi sıkıntı çekmektedirler. Bankalar kredi musluklarını kısmışlardır. KOBİ’lerin finansman sıkıntısına düşürülmemesi gerekir. Ekonomi yönetimi bu hususu mutlaka dikkate almalıdır.

KOBİ’ler adına  ekonomi yönetiminden yeni destekler bekliyoruz:

-KGF destekli KOBİ kredileri için kaynak sağlanması gereklidir.

-Birikmiş KDV alacakları ödenmelidir. Aksi takdirde vergi ve SGK prim borcuyla mahsuplaşma yapılmalıdır.

-İşten çıkarmalara sektörlerde kısa çalışma ödeneği desteklenmelidir.

-Bilançolarda duran varlıkların yeniden değerlemesi yapılmalıdır. Kur, enflasyon ve faiz artışı karşısında bilanço değerlerimizin erimesi önlenmelidir.

Odalar ve Borsalar Birliğimiz, üyelerimize bir nebze destek olmak için, KOBİ Destek 3. Nefes Kredisi uygulamasını başlattı. Kredi talebinin karşılanması mümkün değildir, fakat en zor durumdaki, üyelerimize bir parça fayda sağlamasını temenni ediyoruz.”

Turizm sayesinde birçok ilden daha iyi durumdayız

Konuşmasında Antalya ekonomisiyle ilgili bilgiler de veren Davut Çetin, “Turizmde büyüme son günlerde %21-22 düzeyinde, bu yıl 13 milyon düzeyini aşıyoruz.  Eğer kur şoku yaşamasaydık, bu yıl Antalya için çok daha başarılı bir yıl olacaktı.

Sıkıntı yaşayan, kredi ihtiyacı olan, maliyet artışından dolayı ciddi zarar eden çok üyemiz bulunmaktadır. Şikayet eden, ümitsizliğe kapılan üyemiz çoktur. Bununla birlikte, turizm sayesinde şu ana kadar birçok ilden ve kentten daha iyi olduğumuzu da söyleyebiliriz.

Bazı verilere dikkatinizi çekmek istiyorum. Sigortalı esnaf ve tarım üreticisi sayısında düşüş bir sorun olduğunu göstermektedir.

Diğer göstergelerde ise Türkiye genelinden daha iyi durumdayız. Sigortalı sayısında artış Antalya’da %10, Türkiye’de %4’tür. Karşılıksız çek Türkiye’de %17 artarken, Antalya’da düşmüştür. Takibe düşen kredilerde artış bizde %4, Türkiye’de oldukça yüksek. Vergi tahsilatı artışında yine Türkiye ortalaması üzerindeyiz. Yatırımlarda, otomobil ve konut satışında da şu anda öndeyiz. Bir olumsuz kalem ihracatta görüyoruz. Sebzede bu yıl domates güvesi gibi sorunlar yaşadık. Önümüzdeki sezon için ihracata önem verilmesi gerekiyor.

Konut satış rakamlarında Antalya’nın farklılaşması birkaç aydan bu yana devam etmektedir. Ağustos ayında Türkiye’de konut satışları hem bayram tatili hem piyasa durumu nedeniyle düşmüştür. Özellikle kredili satışlarda sert düşüş yaşanmıştır. Antalya’da ise %7’ye yakın artış var.

Kur artışı Türkiye’de konutları yabancılar için ucuzlattı. Son dönemde İran ve Orta Doğu ülkelerinden konut talebi artmıştır. Bu veriler çoğunlukla temmuz ve ağustos aylarına ait, oysa şimdi faizler artıyor, maliyetler artıyor ve sorun da büyüyor. İnşaat sektöründe faiz artışı konut satışlarını zorlamaktadır. Kredi faizleri gerçekten çok artmıştır.

İnşaat sektörümüzle birlikte Antalya’da konut kredisi kampanyası başlatmak istiyoruz. İnşaat sektörümüz konut fiyatında indirim yaparak, kredi faizini düşürmek için teklif getirmiştir. İstanbul’da bu kampanyalar yapılmıştır. Biz de Antalya’da düşük faizli konut kampanyası için bankalarla görüşüyoruz.

Bu dönemi sektörel kampanyalarla atlatmak için çalışmalıyız, sektör içinde dayanışmaya önem vermeliyiz.

Yurtdışında ortak yatırım hepimizin hedefi olmalıdır

Her sektör ve işletme önlemlerini almalıdır. Ayrıca artık kendimizi iç piyasa ile sınırlı tutmamalıyız. Türkiye’de piyasanın doymuş olduğu alanlarda iş yapanlar mutlaka dışarıya açılmalıdır. Afrika ülkelerinde inşaat yapan, restoran açan Türkler var.

Geçtiğimiz günlerde Etiyopya ve Senegal Büyükelçileri odamızı ziyaret ettiler. O ülkelerde önemli yatırım fırsatları var.

Yarın Güney Afrika Günleri etkinliğimiz var. Güney Afrika önemli ülke ve ekonomisi tanıtılacak, yatırım imkanları tanıtılacak. Afrika ülkeleri her alanda Türkiye için elverişli iş alanı. Güney Afrika sadece ülke olarak değil, aynı zamanda o bölgeye giriş kapısı olarak da önemli. Yurtdışında ortak yatırım hepimizin hedefi olmalıdır. Dünyada döviz kazanıp, güçlenip bu dövizi ülkeye getirirsek daha faydalı oluruz. Düşük katma değerli işleri yurtdışına kaydırmak, yüksek katma değeri içerde tutmak gerekir.

Ekonomideki sorunlara üzülüyoruz, sorunları konuşacağız, çünkü sorunlar konuşulmadan çözüm bulunamaz. Ama ümitsizliğin, moral bozukluğunun faydası yok. Dayanışma ve işbirliğine önem vereceğiz, çözüm aramaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Komitelerin çalışmaları ve sektörel sorunlar

Konuşmasında ATSO Meslek Komiteleri’nin çalışmalarına da değinen Davut Çetin şunları kaydetti;

“Bu ay komite raporlarımızda birinci konu piyasadaki durumdur. 2. Grubumuz, yani hayvancılık sektörü, tekstil grubumuz, akaryakıt, kozmetik, kırtasiye ve inşaat gruplarımız piyasadaki durgunluktan en fazla yakınan gruplarımızdır. Diğer birçok grubumuz ise girdi maliyetlerindeki artıştan şikayet etmektedirler.

Gıda grubumuz hayvancılık ile ilgili rapor hazırladı, Bakanlığa gönderiyoruz.

Tarım sektörümüz yem ve gübre maliyetlerinden dolayı büyük zorluk yaşıyor. Gübre üreticisi maliyetlerden dolayı sıkıntıdadır. İnşaat sektöründe demir ve çimento fiyatları sıkıntısı var. Demir-çelikte yıllık maliyet artışı TUİK’e göre %62’dir.

İnşaat sektörümüz maliyet artışlarından dolayı müteahhitlerin alacaklarının ödenmesini, ayrıca fiyat farkı ödenmesini istemektedir. Müteahhitlik sektörü için fiyat farkı kararnamesi çıkarılmalıdır. İlaç sektöründe de maliyetler dövizle birlikte artmıştır, fakat devlet fiyatı TL üzerinden ödemektedir. İlaç sektöründe de sorun çözülmelidir.

Kamu kurumları ve belediyelerin özel sektöre borçlarını ödememesi önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Özel sektörün desteğe ihtiyacı olan bir dönemde devletin borcunu ödememesi sorunları daha fazla artırmaktadır.

Geçen aylarda dövizle kira sözleşmelerini dile getirmiştik. Bu konuda bir yönetmelik çıktı ve bunun için teşekkür ediyoruz. Bakanlığın uygulama esaslarını belirlemesini bekliyoruz.  Kira sözleşmeleri uygun bir kur düzeyinden TL’ye çevrilmelidir.

Bununla birlikte, yurtdışı ile çalışan, döviz kredisi kullanmış olan, şirketlerin durumları da dikkate alınmalıdır.

Komite raporlarımızda yer alan diğer sorunlara da kısaca değineyim.

Kağıt ve matbaa sektörü belediyelerin ilin firmalarıyla çalışmaya öncelik vermesini istemektedir. Antalya’daki bütün kurumların, bütün sektörlerin ilk tercihi Antalya firmaları olmalıdır. Bunu hep söylüyoruz.

Kırtasiye sektörü kitapta %8 KDV’nin kaldırılmasını talep etmektedir. Haklı bir taleptir. Kitap okuyandan vergi almak yerine, üste para vermeliyiz.

Akaryakıt istasyonlarımız bankaların POS komisyonlarına da zam yaptıklarını söylüyor. Biraz önce söyledim, büyük şirketlerin hatalarının bedeli, bankalar kanalıyla bizim sırtımıza yüklenmemelidir. Ekonomide fırsatçılık yapılmamalıdır.

  1. grubumuz, yani bizim otomotiv grubu, motorlu taşıt muayenesinde kredi kartıyla ödeme yapılması gerektiğini belirtmiş.

Madencilik sektörümüz bürokratik süreçlerinin sadeleşmesi ve sektörel desteklerin artırılmasını talep ediyor.

Mimar grubumuz, belediyelerimizin belgelendirme sistemlerinde farklılıklar yaşandığına dikkat çekmiş. Bir belediyede istenmeyen belgeyi diğer belediye istiyor ve ayrıca ücret de talep ediyor. Bunları ilgili belediyelere yazıyoruz.

Mühendislik sektörümüz, bir şirkette mühendis ve mimar olmadığı halde, mühendislik şirketi  kuran, tabelasına yazan işyerleri olduğunu belirtiyor.

Gıda sektörümüzde, fırıncılıkta, mühendislikte, gübre üretiminde merdiven altı dediğimiz, kayıtsız, standarda uymayan üretim yapılmaktadır.

Maalesef ülkemizde ve Antalya’da işyeri açılışlarının, üretimin, satışın, tabelaların yeterli denetimi yapılamıyor. Bölge müdürlüklerinin, il müdürlüklerinin personeli yetersizdir. Bu konuda müdürlükler, belediyeler ve odalar olarak bir çözüm yolu bulmalıyız.

Kırtasiye grubumuz, toplumda görgü kurallarının unutulduğunu, gençlerin yol-yordam bilmeden yetiştiğini yazmıştır. Kent kültürü, sosyal ahlak ve iş ahlakı ticaretin gelişmesi bakımından da önemli bir konudur. Okullarımız, üniversiteler, Diyanet işleri, Belediyeler kentte yaşamanın kuralları konusunda devamlı olarak toplumu aydınlatmalıdır.

Ayrıca, kabahatler kanunu gibi kanunlar ciddi bir biçimde uygulanmalıdır. Çünkü uygulanmayan kural kural değildir. Kuralsızlık bir süre sonra kültüre dönüşebilmektedir.

Kent kültürü konusunda da valilik, belediyeler ve odalar olarak birlikte çalışmalar yapabiliriz.

Geçtiğimiz günlerde TOBB adına Kumluca Odası ve Borsasını ziyaret ettik. Oda Meclis toplantısına katıldım. Orada arkadaşlardan sorunları ve talepleri dinledik.

Kumluca Odamızda turizmdeki gelişmeden memnuniyet getirildi. Fakat tarım ve ticaret sektöründe ekonomideki durum nedeniyle şikayet çok fazla. Tarımda maliyet artışı ciddi sıkıntı yaratmış. Batı Antalya havalimanı projesinin başlaması, ayrıca Kumluca yol çalışmalarının da artık bitmesi isteniyor.

Dijital Turizm Ofisi gibi bir kurum kurmalıyız

Bu ay içerisinde önemli bir çalışmamız Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ersoy ile yaptığımız görüşmeler oldu.  Sayın Bakana kent otellerinin desteklenmesi, dijital turizm ofisi kurulması gibi yeni önerilerde bulunduk.

Dijital turizm için Antalya’da Dijital Turizm Ofisi gibi bir kurum kurmalıyız. Bu kurum büyük veri, artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerle turizmi desteklemelidir. Artık sosyal medya tanıtımı uzman gerektiren, anlık bir olaydır.

Bizim arkadaşlar Ronaldo’nun dünyada altı otel aldığı haberini getirdiler, biz de kendisine tweet atıp, yedinci oteli Antalya’da al dedik. Şimdi Ronaldo’nun ekibine ve kendisine ulaşıp, teklifimizi daha somut bir şekilde sunmaya da çalışıyoruz. Bu tür çalışmaları tesadüfen değil, uzman bir ekiple, teknoloji desteğiyle her gün yapmalıyız.  Sayın Bakana ayrıca Vakıf zeytinliği, Antalya Kültür Sanat, Kaleiçi Evi ile ilgili yapmak istediklerimizi ve destek ihtiyaçlarımızı da ilettik.  Sayın Bakan Kaleiçi’ndeki durumu da gördüler. Kaleiçi’nde halen yıkılması ve yeniden yapılması gereken binalar var.

İmar barışı

Bu vesileyle, Sayın Valimizin huzurlarında bir hususa dikkat çekmek istiyorum. İmar barışı nedeniyle özellikle SİT alanlarında yeni inşaatlara başlandığını görüyoruz. Oysa Bakanlığın bu konuda açıklaması vardır. İl Müdürümüz de açıklama yapmıştır. Bakanlıkta ve ilde her bölgenin uydu fotoğrafları bulunmaktadır. Sonradan imar barışı için yapılan inşaatlara af olmayacaktır. Bu konuya herkes dikkat etmelidir.

Gündemimizde bir başka konu ATSO televizyon programlarıdır. Geçen yıllarda hem Oda çalışmalarını hem de komite çalışmalarını ve sektör sorunlarını anlatmak için televizyon programları yaptık. Bu dönem için komitelerimize sorduk ve büyük çoğunluk televizyon programı yapmayı kabul etti. Her hafta aynı gün ve saatte bir komitemiz program yapacak. Meslek Komiteleri Müdürlüğümüz koordinasyonu yapacaktır.

Odamızın kalite yönetim sistemini yeniledik ve ISO 9001-2015 Kalite Yönetim Belgesini almaya hak kazandık. Ulaştırma sektöründe önemli bir eğitim programı başlatıyoruz. Sektör mensuplarının ilgi göstermesini ümit ediyorum.

Antalya 4.0 çalıştaylarımız yarın başlıyor. Yarın tarım 4.0, yani akıllı tarım çalıştayı yapılacak. Öbür gün sanayi 4.0 ve sanayide akıllı uzmanlaşma çalıştayımız var.

Gelecek hafta kent 4.0 ve çevre çalıştayı ile akıllı ticaret çalıştayını yapacağız. Kent 4.0 çalıştayında vatandaş 4.0 nasıl olmalı konusu da tartışılacak. Çünkü akıllı kent için akıllı ve sorumlu bir toplum olmamız gerekiyor.

11 Ekimde akıllı turizm veya dijital turizm çalıştayı yapılacak.

Akıllı ticaret için dijital caddeler yapmalıyız. Bugün internette restoranlara, otellere, hatta otoparklara puan veriliyor. Yakın zamanda internette puanı yüksek olmayanın müşterisi de olmayacak.

Tarımdaki plansızlığı akıllı tarım teknolojileriyle aşmaya çalışmalıyız. Turizmi akıllı turizm teknolojisiyle güçlendirmeliyiz. Sanayide Antalya’ya yeni teknoloji alanları açmalıyız.

Bu aşamada çalıştaylar üniversite öğretim üyeleri tarafından yapılıyor. Biz de hepsine katılmıyoruz. Daha sonra sonuçları birlikte ele alacağız.  Antalya 4.0 çalışmasına Sayın Valimizin desteğiyle başlamıştık, gelecek ay sonuçlanmasını da yine birlikte yapmayı planlıyoruz.

Bildiğiniz gibi önemli bir projemiz inovasyon merkezi projesidir. Meclisin alt katındaki sergi alanını inovasyon merkezi olarak değerlendireceğiz.

Bu çalışmalarla, ar-ge ve inovasyon merkezleriyle önce bilgi üreteceğiz, yatırım yapacağız, Antalya böyle gelişecek.

Dünya İklim Eylem Haftası Sahil Temizleme Etkinliği

30 Eylül Pazar günü Dünya İklim Eylem Haftası Sahil Temizleme Etkinliği çalışması yapacağız. Sayın Valimizin, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısının, Avrupa Birliği Türkiye Büyükelçisinin, Letonya Büyükelçisinin, İngiltere ve diğer ülkelerin diplomatik temsilcilerinin katılımlarını bekliyoruz. Antalya’nın tanıtımı ve çevre duyarlığı için güzel bir etkinlik. Hepinizi bekliyoruz.

Antalyaspor yeni yönetimine ve görev alan arkadaşlarımıza başarı dileklerimi sunmak istiyorum. Antalyaspor Süleyman Erol Yüzme Yarışı’nı gelecek yıl uluslararası alana taşıyacak, bunu gönülden destekliyoruz.

Sayın Valimizin liderliğinde, sizlerin çabasıyla, turizmde, tarımda, ticarette, sanayide, inşaatta daha güzel günler görmeyi temenni ediyorum.”

Vali Karaloğlu; “Antalya’yı yazılım üssüne dönüştürebiliriz”

Daha sonra kürsüye gelen Antalya Valisi Münir Karaloğlu, ATSO Meclis Üyeleri’ne hitap etti. Antalya’nın, örtü altı üretimde rol oynadığını kaydeden Karaloğlu, Antalya’nın kirletici sanayiyle büyümemesi gerektiğine dikkat çekti. Karaloğlu, “Antalya’yı bir siber güvenlik konusunda çalışmaların yapıldığı, yapay zeka çalışmaları yapan bir şehre dönüştürmemiz gerekiyor. Yapay zeka konusunda ve diğer konularda uygun koşul hazırladığını düşünüyorum. Yazılımınız yerli değilse, siber güvenliğiniz tam sağlanamıyorsa ve de yapay zeka çalışmanız yoksa olmuyor. Antalya Türkiye’ye öncülük edebilir. Hepimiz Antalya’ya emek veriyoruz. Bu konuda çalışmalar var. Üniversitede vardı, ikincisini de Teknoloji Geliştirme Merkezinde şirketi kuruldu. Antalya’yı yazılımda, siber güvenlikte ve yapay zekada bir üsse dönüştürürüz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“Zaman, ekonomik zafer kazanma zamanıdır”

Ekonomik saldırılara değinen Vali Karaloğlu, ülke olarak ekonominin silah olarak kullanıldığı zamanlarda olduğumuza dikkat çekti. Karaloğlu, “Zaman, ekonomik zafer kazanma zamanıdır. Bunu da birlik ve beraberlik içerisinde, hep beraber aşacağız.  Milletimize, ülke potansiyeline, iş adamlarımıza güveniyorum. Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmelere de güveniyorum. Türkiye eski Türkiye değil. İdlib’te tek kurşun sıkılmadan barışı sağlamak başarıdır. Bu ülke adına büyük bir başarıdır, orada yaşayan insanlar için çok önemlidir” diye konuştu.

ATSO Meclis üyelerinin sorularını yanıtlayan Vali Karaloğlu, İmar Barışı ile ilgili bir soruya şu yanıtı verdi;

“İmar barışı yasasında yapılar yıkılacak bu yetki ve sorumluluk, imarı yapmak da belediyelerimizindir. Esas görev onlarındır. Herhangi bir belediye sınırları içerisinde imara aykırı bir yapı yapılıyorsa buna müdahale etme görevleri var. Bu sorumluluk belediyelerimize ait. Biz de bakanlık üzerinden bunları takip ediyoruz. Döşemealtı ilçemizde yapılar yıktık. Bunlara engel olma, yapıları yıkma görevleri belediyelerimizindir. Kesinlikle vatandaşın birikmiş problemini çözmek için çıkarılmış imar barışını kötü niyetlerin emellerine heba etmemiz lazım. Türkiye’nin problemleri vardır. Türkiye’de en çok imar problemleri olan  şehir Antalya. Vatandaş için iyi niyetle çıkarılmış yasaya, kötü niyeti insanlar sulandırmasın. Belediyelerimizin çok dikkatli olması gerekiyor.”

Bir soru üzerine Bankacılara da seslenen Vali Karaloğlu, “Post komisyonlarına neden artış yapıyoruz? yaptığınız bütün hizmetlerdeki bedelleri mi arttırıyorsunuz? Temmuz’da hepimiz güle oynaya devam ediyoruz. Post cihazındaki komisyon neden arttırılsın? Bu doğru bir şey değil. Post cihazı komisyonlarının artması ve elektronik paraya dönmek zorlaştırır. Doğru bir şey değil. Bunu bir gözden geçirin” dedi.

Karaloğlu, meclis üyelerinden gelen soruların çoğunlukla yerel yönetimle alakalı olması üzerine “Konuştuğumuz işler belediye işleridir. Ben eski belediyeciyim. Yerel belediyenin çözmesi gereken sorunlardır. Arkadaşlar yerel yönetimler sizin oylarınızla göreve geliyor onları zorlayın. Sadece billboardlara fotoğraf asarak belediye başkanı olunmaz” ifadesini kullandı.

ATSO Başkanı Davut Çetin, günün anısına Vali Karaloğlu’na bir tablo ile Antalyaspor Derneği’nce geçtiğimiz günlerde düzenlenen Açık Su Yüzme Yarışları’nın hatıra madalyasını hediye etti.