ATSO 44.Grup (Mühendislik) Meslek Komitesi, yapı ruhsatlarında mühendis ve mimarların ıslak imzalarının bulunması ve elektronik imza kullanılarak bürokrasiyi azaltmanın bir sonraki aşaması olan ‘E-Ruhsat’ uygulamasına da bir an önce geçilmesi önerisini tekrar ederek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulmasını istedi.

Komite, Yeni Yapı Ruhsatı Formu’nun yürürlüğe girmesinin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından “Mekansal Adres Kayıt Sistemi Yapı Belgeleri Uygulaması”nda ruhsat formu değişikliklerinin işlenmesiyle; yapı sahibinin, yapı müteahhidinin, şantiye şefinin, yapı denetçilerinin (fenni mesullerin) ve proje müelliflerinin ıslak imzalarının yer aldığı hanelerin kaldırılmasının yanlış bir uygulama olduğunu dile getirmişti. Yapı projelerinde proje müelliflerinin imza yetkilerinin, ruhsat standardının değiştirilmesi yoluyla kaldırılmasının; mühendislik ve mimarlık hizmetlerinde sahte imza kullanımının önünü açacağını ifade eden komite üyeleri, ruhsatların en temel eki olan proje tadilatının yapılma aşamasında teknik düzeyde karşılaşılacak sorunların, ilgili idareyi de yeni bir hukuksal durumla karşı karşıya bırakacağını belirtilmişti.

Bu bağlamda, yapı ruhsatlarında bulunması gereken mühendis ve mimarların ıslak imzalarının kaldırılması yerine, mühendis ve mimarların ruhsatlarda imzalarının bulunması uygulamasının mutlaka sürdürülmesi gerektiğini ifade eden komite üyeleri, elektronik imza kullanılarak bürokrasiyi azaltmanın bir sonraki aşaması olan “E-Ruhsat” uygulamasına bir an önce geçilmesini de önerilmişti.

Söz konusu önerinin hayata geçirilmesi maksadıyla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunmasına karşın talebe yanıt verilmediğini belirten komite üyeleri, ülke genelinde yapı sahiplerinin can ve yapı güvenliği hususlarını ilgilendirmesi nedeniyle konuya bir kez daha dikkat çekmek amacı ile sektör temsilcileri tarafından yapılan tespitleri belirledi.

Buna göre komite üyelerince dikkat çekilen noktalar şöyle sıralandı:

– 02.05.2018 tarih ve 30409 (mükerrer) Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğ ile TS 8737 no.lu yeni Yapı Ruhsatı Formu Standardı yürürlüğe girdiği, tebliğin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından Mekansal Adres Kayıt Sistemi Yapı Belgeleri Uygulamasında ruhsat formu değişikliklerinin işlenmesiyle; yapı sahibinin, yapı müteahhidinin, şantiye şefinin, yapı denetçilerinin (fenni mesullerin) ve proje müelliflerin ıslak imzalarının yer aldığı haneler kaldırılarak, yaptıkları projedeki yetkilerinin ne zaman, hangi tarih ve sayıyla geçerlilik kazandığı, ruhsattaki yetkilerinin ne zaman ve hangi sayıyla vukuu bulduğu bilgisinin bilinemediği belirtilmiştir. Proje müelliflerinin yetkinlik durumlarının, sicillerinin bağlı olduğu odalar nezdinde zaman içinde değişiklik gösterebildiği ifade edilerek, proje müelliflerinin kendi yaptıkları projedeki imza yetkisinin alınacak olan inşaat ruhsatındaki geçerlilik tarihini bilememeleri nedeniyle konuya ilişkin doğabilecek davalarda ilgili kişi ve kurumları hukuki olarak zor durumda bırakabilecektir.

– Ayrıca, yapı ruhsatı alan yapılarda ‘’yapı denetim’’ denetiminde olmayan binanın niteliği ve yasa gereği proje müellifinin denetimini üstlendiği fenni mesulün olduğu durumların da bulunduğu, fenni mesul olan mühendis ya da mimarın ruhsat alacak olan binadan bihaber olması, denetleyeceği yerdeki imza yetkisinin ne zaman geçerli olduğunu bilmemesi, dolayısıyla ne zaman yapının kontrolü altında oluğunu bilmemesinin komik olmakla beraber, doğabilecek hukuki davalarda boşluk yaratacak bir durum olduğu unutulmamalıdır.

– Proje müellifinin bizzat ruhsatı görmeden yetkisinin kullanılabileceği diğer bir durumun da, uzman yetkili bir proje müellifi, mühendis ya da mimarın bilgisi dışında adının kullanıldığı bir taahhütnameyle sahte imzayla alınabilecek bir yapı ruhsatında, bilgisi harici alınması durumu bir yana, yapının güvenliği ve dolayısıyla uzman olmayan birinin hazırlamış olabileceği projeyle yapılacak binada insanların can güvenliğinin tehlikeye atılacağı belirtilmiştir. Böylelikle, gelişmekte olan ülkemizde can ve mal güvenliği gibi çok önemli bir konuda sonuçları vahim olabilecek durumlara sebep olabileceğine değinilmiştir. Bu sebeplerden dolayı, bina sahiplerinin can ve mal güvenliğinin güvence altına alınması ve proje müellifi hizmetlerinin emek anlamında da güvence altına alınması için proje müellifleri ile yapı müteahhidi veya yapı sahibi arasında resmi sözleşme gerekliliği ve ıslak imza ya da elektronik imza, e-ruhsat uygulamasına bir an önce geçilmesi gerekmektedir.

Komite üyeleri, uyarılarla birlikte konunun tekrar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yazılı olarak iletilmesini önerdi.

DEPREM SEMİNERİ

Komite üyeleri, kentimizin yüksek derecede deprem bölgesi olması nedeniyle deprem ve deprem mühendisliği konularında toplumda ilgi uyandırmak ve bilgilendirme yapmak üzere tüm Odamız üyelerine yönelik bir seminer verilmesinin faydalı olacağı belirttiler.

Deprem tehlikesi ve mühendislik yapılarının deformasyonu konularının yer almasının planlandığı seminerin, önümüzdeki aylardaki bir tarihte düzenlenmesini öneren komite üyeleri, söz konusu seminere konuşmacısı olarak Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener’in davet edilmesini istedi.

Komitenin öneri ve isteklerini yerinde bulan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu gerekli girişimlere başladı.