Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda yapıldı. Meclis Başkanı Süleyman Özer’in açılış konuşmasıyla başlayan Meclis’te Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı M. Cihangir Deniz, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, ekonomi ve gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Davut Çetin’in TOBB çalışmaları için Ankara’da bulunması nedeniyle Oda faaliyetleri hakkında bilgiler veren Deniz şunları kaydetti;

“Gerek Başkanımız gerekse bizler neredeyse günlük mesai veriyoruz. Geçen Meclisimizden bu yana çok sayıda çalışma ve etkinlik gerçekleştirdik.

YÖREX fuarına destek olduk ve katılım sağladık. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Odamızı ziyaret ettiler. Kendilerinden Antalya 4.0 ve Büyük Veri Merkezi projesi için desteklerini istedik. Kültür ve Turizm Bakanımıza yabancı çalışanlarla ile ilgili ziyaretimiz oldu. Bakanlık bu konuda yönetmelik değişikliği yaptı. Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Çalışma Bakanlığımızdan da aynı adımı bekliyoruz.

9 Kasım’da Müşterek Komite Toplantımızı Büyükşehir Belediye Başkanı’nın katılımıyla yaptık.

10 Kasım sabahı Atatürk’ü anma programımıza ve Alacak Sigortası bilgilendirme toplantısına birçok arkadaşımız katıldı.  Oda meclis ve komite üyeleri olarak Atatürk’ü birlikte anmak güzel bir birliktelik olmuştur. Katılan arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyoruz.

Büyükşehir Belediyesi ile işbirliğini daha ileri düzeye götürmeliyiz. Davut başkanımız ve yönetim kurulumuzla bu konuyu ele aldık. Yılda bir veya iki kez toplanmak yararlı olsa da önemli konularda daha yoğun bir işbirliği gerektiğini görüyoruz. Bunun için imar ve kentsel dönüşüm, ticari alanlar, kent turizmi, tarım, kent estetiği gibi birkaç konuda ortak çalışma grupları oluşturabiliriz. Bu gruplarda Belediyelerimiz, Odamız, SİAD’lar, Mimar ve Mühendis odaları yer alırsa çok yararlı olacağına inanıyoruz.

Tarım Kümemiz Hüseyin Eroğlu arkadaşımızla birlikte Özbekistan’a gittiler. Hüseyin Bey, orada bazı arkadaşların satış anlaşması yaptığını söyledi.

Geçenlerde de Kuveyt’ten İstanbul Başkonsolosu Odamızı ziyaret etti. Kuveyt iş dünyasının Türkiye ile işbirliğine çok istekli olduğunu gördük.

Dün TOBB’un desteğiyle Türkçe Konuşan Ülkelerden 49 girişimciyle networking buluşması organize ettik. Yararlı ikili görüşmeler yapıldı. Oda olarak uluslararası işbirliğine ve pazar arayışına önem veriyoruz. Bu toplantıları herkese duyuruyoruz. Üyelerimiz bu tür toplantılardan daha fazla yararlanmalıdır. Yabancı iş insanlarıyla tanışmak, yurtdışındaki iş fırsatlarını tanımak konusunda herkes daha cesur ve girişken olmalıdır.

Bir başka etkinliğimiz Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Ticaret Borsamızla birlikte Diyarbakır Gastronomi Fuarına katılım oldu. Bizim YÖREX’e bütün oda ve borsalar katılmaktadır.  Biz de YÖREX benzeri bir fuar olan Diyarbakır Gastronomi Fuarına katıldık. Diyarbakır gerek şehir olarak gerek mutfak ve misafirperverlik olarak kesinlikle görülmelidir.”

ŞEHİRLER ARASINDA DİREKT UÇAK SEFERLERİ YETERSİZ

Türkiye’de iç turizmin gelişmesi için şehirler arasında direkt uçak seferlerinin yetersiz olduğunu vurgulayan Deniz, “Hızlı tren ağımız zaten yok. Son dönemde hem uçak seferleri azaldı hem de bilet fiyatları çok yükseldi. Antalya-Ankara uçak seferleri bile yetersizdir. Ankara’ya günde 10-12 olan uçak sayısı 3-4’e düşürülmüştür. Antalya gibi bir şehir için bu kabul edilemez. Bu konuda THY yönetimine yazı yazacağız” dedi.

Antalya Uluslararası Golf Turnuvası’nın çok başarılı bir şekilde gerçekleştiğine değinen Başkan Yardımcısı Deniz, “Cahit Şahin arkadaşımız bu organizasyona büyük emek verdi, kendisini kutluyoruz. Dünya genelinde 1 milyar televizyon izlenmesine ulaşıldığı tahmin ediliyor. İspanya 300 golf sahasıyla yılda 5,5 milyar dolar sağlıyormuş. Biz Belek’te 12 sahayla 150 bin golf turistine ev sahipliği yapabiliyoruz. Sayı az, ama golf turizmi Antalya’nın marka değerini yükseltiyor ve turizm gelirini artırıyor. Bu turnuvanın böyle bir dönemde Türkiye imajına, reklamına da çok önemli katkı yaptığı açıktır.

Bildiğiniz gibi hem spor hem turizmle ilgili bir etkinliğimiz de Beyaz’dan Mavi’ye Saklıkent triatlonudur. Şubat ayında ikincisini yapacağız. Bu etkinlik için de Ayhan Kızılsavaş arkadaşımız çalışmaktadır. Bu yıl Mavi’den Beyaz’a şeklinde önce yüzme, sonra bisiklet, sonra kayak olacak. Şubat ayında hep birlikte Saklıkent şenliği yapacağız.

Bu tür etkinlikler turizmin çeşitlenmesine ve kış aylarına yayılmasına katkı sağlamaktadır” diye konuştu.

GENÇLERİMİZE GİRİŞİMCİLİKLE, İNOVASYONLA YENİ BİR GELECEK AÇMALIYIZ

ATSO tarafından Milliyet Gazetesi işbirliğinde düzenlenen Ekonomi ve İnovasyon Zirvesi’nin çok yararlı geçtiğini de belirten Deniz şunları kaydetti;

“Panelde Sayın Ali Ağaoğlu, ekonomik ve sosyal adalet için dünya genelinde mirasın sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Dünya ekonomisi artık en yukarıdaki yüzde 1’e çalışan bir ekonomiye dönüşmektedir. Gelir dağılımı bütün ülkelerde bozulmaktadır. Dünyadaki huzursuzluğun en önemli nedeni adalet duygusunun zayıflamasıdır. Türkiye’de de son yıllarda gelir dağılımı bozulmaktadır. TUİK verilerine göre son yıllarda gelir payı artan tek grup en üstteki %5’dir. Buna karşılık orta sınıfın gelir payı azalmaktadır, en düşük gelir grubunun payı ise sabit kalmaktadır.

Dünyada işsiz insanlara bile asgari gelir ödemesi yapılması, mirasa sınır getirilmesi ciddi şekilde tartışılan konulardır. Ülke olarak biz de bu konuya dikkat etmeliyiz.

Panelde Sayın Zeynep Aktaş, yatırım araçlarının 9-10 yıllık getirilerini paylaştı. Maalesef Türkiye ekonomisinde uzun dönemde en yüksek getiriyi altın ve döviz sağlıyor. 2010’dan bu yana altın %348, Dolar %309 getiri sağlamış. Borsa en düşük getiriyi sağlamış durumdadır. Ekonomide istikrar olmayınca şirketlerimizin değeri kur artışı karşısında erimektedir. Para, döviz ve altında atıl kalmaktadır.

Bu yıl dünyada borsalar ralli yaptı. ABD teknoloji hisseleri, İtalya borsası %25 kazandırdı. Almanya, İsviçre, Fransa, Rusya borsaları %17 yükseldi.

Bizim borsa 2018 yılı başlarında 115 bine çıkmıştı. Şimdi yatay seyirde kalıyor, yabancı girişi halen düşük düzeyde. Türkiye ekonomisinde güven olsa, yabancı sermaye gelir, borsa daha fazla çıkar. Bu güven meselesi panelde de gündeme geldi. Herkesin ülkeye ve ekonomiye güven üzerine düşünmesi gerekiyor. Ekonomiye ve ülkeye güven kurumlara güvenden başlamaktadır.

Yargı sistemine güven en önemli unsurdur. Kanunların ve uygulamaların öngörülebilir olması, liyakat ve şeffaflık, siyasi gerilimin azalması güven tesisi için temel koşullardır. Bu koşullar sağlanmadığı için Türkiye potansiyelini gerçekleştirememektedir.

Panelde teknoloji ve inovasyon konularında da güzel sunumlar yapıldı. Dünya ekonomisinde artık teknoloji şirketleri gelişmektedir. Sayın Şükrü Andaç şu slaytı paylaştı. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi işletmesinin satışları 10 yıl önce 300 milyar dolar ediyormuş, 2018’de 180 milyar dolar olmuş, Amazon’un satışları ise 10 yıl önce 23 milyar dolar iken, 2018’de 233 milyar dolara çıkmış.

Biz Türkiye ekonomisi dengeleniyor, büyümeye geçiyor derken, dünya nereye gidiyor, ona da bakmalıyız.

Panelde ilginç bir başka sunum start up konusuydu.  İsrail demokrasiden uzaklaşan ve iç siyasetinde de gerginlik yaşayan bir ülke. Buna rağmen, bir start up ülkesi haline gelmiştir. İsrail inovasyon kültürü sayesinde çölde tarım yapıyor, çölün içinde balık çiftlikleri kuruyor.

Artık birkaç start up şirketi çıkarmamız yeterli değildir. Ülkeler start up ülkesi olmaya çalışıyorlar. Şehirler start up şehri olmak için çaba harcıyorlar.

Bu konuları gündemimize almamız, ülke ve şehir olarak stratejiler belirlememiz gerekiyor. Türkiye siyasetinin gündemi bu konular olmalıdır. Gençlerimize girişimcilikle, inovasyonla yeni bir gelecek açmalıyız. Genç işsizliği yüzde 30’a yaklaşırken, Türkiye siyasetinde gündemin çok farklı konular olması üzücü bir durumdur. Son günlerde eski milletvekilleri dahil olmak üzere, milletvekillerine ve bakanlara, ayrıca ailelerine ömür boyu ayrıcalık tanınmasına dönük kanun teklifleri gündeme gelmektedir. Eski milletvekilleri ve bakanlara ve ailelerine ömür boyu ücretsiz sağlık hizmeti, çakarlı otomobil, kırmızı ışıkta geçme gibi hakların düşünülmesi bile abestir.

Gidip çağdaş demokrasilerde Hollanda’da, Danimarka’da bir milletvekili, bir bakanın böyle hakları var mıdır diye bakılmalıdır. Bizler de burada temsil görevi yapıyoruz. İşimizi bırakıp burada mesai veriyoruz. Bir maaş almadığımız gibi herhangi bir imtiyaz da talep etmiyoruz. Milletin temsilcileri milletten üstün bir sınıf haline gelmemelidir.”

BU VERGİ ESASEN KONAKLAMA VERGİSİ DEĞİLDİR

Deniz konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Bildiğiniz gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi vergi değişiklikleri kanun tasarısını kabul etti. Maalesef dünyada uygulanan konaklama vergisinden çok farklı bir vergi getirildi. Bu vergi esasen konaklama vergisi değildir. Çünkü konaklama vergisini yerel yönetimler alır, bu vergi böyle değildir. Dünyada konaklama vergisi adı üzerinde geceleme üzerinden alınır. Bizde yeme-içme dahil, her hizmetten alınacağı öngörülmüştür. Bu yıl turizm sektörüne önce Tanıtım Ajansı katkı payı geldi. Bunun üzerine bir de konaklama vergisi gerçekten sıkıntılı bir durumdur. Gelecek yılı şimdiden satmış olan işletmelere bu yıl için yüzde 1 hasılat vergisi gelmiş olmaktadır.

İnşaat sektöründe tapu harcının artırılmasından vazgeçildi, fakat “değerli konut vergisi” geçerli kaldı. Döviz işlemlerindeki işlem vergisi binde 2 oldu ve Cumhurbaşkanı’na artırma yetkisi verildi. Birçok uzman bu kanunda Anayasa’ya ve uluslararası anlaşmalara aykırılıklar olduğunu belirtmektedir. Dijital hizmet vergisinde de yabancı şirketlerin çifte vergilendirilmesi gibi durumlar var.

Tasarıda ayrıca şirketlerin taşıt kiralama ve alımlarında gider yazma limitleri düşürülmüştür.

Biz vergi reformu beklerken, Devlet tasarruf yapsın derken, bu vergiler gelmiştir.

 VERGİ REKORTMENLİĞİ GURUR DUYULMASI, ÖRNEK ALINMASI GEREKEN BİR STATÜDÜR

Bu vesileyle şunu da ifade etmek istiyorum. 2018 yılının vergi rekortmenleri açıklandı, fakat gelir vergisinde ilk yüz rekortmenin 57’si isminin gizli kalmasını istemiştir. İlk iki isim de açıklanmadı. Kurumlar vergisinde de ilk yüzde açıklanmayan şirketler bulunuyor. Bu garip bir durumdur. Vergi rekortmenliği gurur duyulması, örnek alınması gereken bir statüdür. Türkiye’de utanır gibi isim gizlenmesi doğru değildir. Bunun nedenlerinin sorgulanması gerekir.

Bu arada Antalya gelir vergisi ilk yüzde 2 isimle temsil edilmiştir. Kurumlar vergisinde ilk yüze Antalya’dan Fraport girmiştir. Kendilerini kutluyoruz.

Konuşmasında piyasadaki gelişmelere de değinen Başkan Yardımcısı Deniz şunları kaydetti;

“Piyasadaki durumla ilgili birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum. Piyasada kısmen bir canlanma tüketici kredileri sayesinde olmuştur. Son olarak kuyum sektöründe taksit sayısı 8 aya çıkarıldı. Tüketici güveni de biraz arttı ve geçen yılın düzeyine ancak ulaştı.

Komitelerimizde elektrik zamlarından şikayetler halen devam etmektedir. Alacak tahsilatı son zamanlarda daha zor olmaya başladı.

Piyasada parası olan nakitte kalmaya devam etmektedir. Bu da reel sektörde finansman sıkıntısı yaratmaktadır.

Burada reel sektör kredilerine dikkatinizi çekmek istiyorum. Son bir yılda kredisini net olarak artıran sektör tarım sektörüdür. Sektörlerin çoğunda krediler azalmıştır. Ayrıca reel sektörde takibe düşen krediler hızla artmıştır. Örneğin enerji sektöründe takipteki kredi artışı yüzde 148’dir. İnşaat ve bazı finans kuruluşlarında artışlar çok yüksektir. Burada en iyi sektörün turizm olduğunu görüyoruz.

Son aylarda tüketici kredisindeki artış reel sektör kredi artışını geçmiştir. Örneğin 7. aydan 10. ayın sonuna kadar baktığımızda reel sektör kredileri 16 milyar artarken, tüketici kredileri ihtiyaç kredisi ağırlıklı olarak 33 milyar lira artmıştır. Grafikte tüketici kredisindeki artışın çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu tablo özel sektörün bir kısmının işlerin durumu nedeniyle kredi almadığını, bir kısmının da alamadığını göstermektedir.

Birçok sektör ekonomide durumdan yakınmaktadır, ancak hiçbir sektör inşaatta yaşanan krizi yaşamamıştır.

ANTALYA’DA İNŞAAT SEKTÖRÜ DURDU

Türkiye’de 2017 yılında ilk 9 ayda 222 milyon metrekare olan inşaat ruhsat yüzölçümü 2018’de 105 milyon, 2019’da 45 milyon metrekare olmuştur. Yani inşaatta 2017’nin beşte biri kadar bir iş yapılmış.

Türkiye genelinde daire sayısında da ruhsatlar 2017 yılının beşte birine düşmüştür. Yani, inşaat sektöründe gerçek bir kriz yaşanmıştır.

Antalya’da 2016 yılında 4 milyon metrekare, 20 bin civarı daire inşaat varken, 2017’de Kepez’de kentsel dönüşüm projesi daire sayısını 48 bine yükseltti. 2018’de normal rakamlara dönülmüştür. Normal koşullarda Antalya’da yılda 20 bin daire ruhsatı alınır. Fakat 2019’da 7 bin daire ruhsatı Antalya’da da inşaat sektörünün durduğunu gösteriyor.

İnşaat sektörü ahşap, boya, mühendislik, mimarlık, elektrik gibi birçok sektörü önemli ölçüde etkilemektedir. Antalya bu yıl turizmde rekorlar kırdı. Ama inşaat sektöründeki bu rakamlar durumun zor olduğunu kanıtlamaktadır.

Burada yine de Antalya ekonomisi açısından olumlu bir noktayı da gözden kaçırmayalım. Antalya inşaat yüzölçümü olarak İzmir ve Bursa’yı geçmiştir. Turizm ve göç almak Antalya’yı bir nebze öne geçirmektedir.

Diğer sektörlerimizden tarımda fiyatların düşük olduğu bir dönemdeyiz. Toptancı hal fiyatları ekim ayında ortalama %16 oranında düşmüştür. Hava sıcaklığı ve ihracatta yavaşlama fiyatları aşağı çekti. Üreticiye tarımsal destekler bu nedenle daha önemli hale gelmektedir.

ATSO GROWTECH TARIM İNOVASYON YARIŞMASI

Son olarak, gündemimizdeki diğer konuları da duyurmak istiyorum.

Yarın Growtech Fuarı başlıyor. Bildiğiniz gibi, ATSO Growtech Tarım İnovasyon yarışması yapıyoruz, Perşembe günü ödül töreni yapacağız. Bu organizasyona da Hüseyin Eroğlu arkadaşımız mesai vermektedir. Perşembe günü Davut Başkan da bizimle olacak.

Bunun dışında, birinci grubumuz 4 Aralık’ta Belediyelerin ilgili birimleri ile toplantı düzenlemektedir. 22. Grubumuz e-defter, e-fatura konularında bilgilendirme toplantısı düzenleyecek. Bunun duyurusunu hepimiz yapalım, çünkü bütün üyelerimizi ilgilendiren önemli bir konudur. 23. Grubumuzun ATSO Avantaj Kart ile ilgili önerileri oldu, kendilerine teşekkür ediyoruz. Hep birlikte üyelerimize avantajları artırmak ve üyelerimiz arasında ticareti geliştirmek için çalışmalıyız.

Şehircilik ve İnşaat Komisyonumuzun Kentsel Dönüşüm Raporunu kitapçık haline getirdik. Arkadaşlarımız bu önemli konuda çalıştay hazırlığı yapıyorlar.

Komisyonlarımızın ve komitelerimizin çaba ve çalışmaları çok önemlidir. Hep birlikte almış olduğumuz sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Hepinize tekrar teşekkür ediyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.”