ATSO Başkanı Davut Çetin, “Enflasyon verileri ilimiz ve bölgemizde turizmdeki canlanmanın fiyatlara yansımakta olduğunu göstermektedir. Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi, 26 bölge arasında aylık bazda on sekizinci, beş aylık bazda birinci ve yıllık bazda ikinci sırada yer almıştır” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan Mayıs Ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Döviz kurundaki artışın tüketici enflasyonuna hızlı şekilde yansımaya başladığını kaydeden Başkan Çetin, “bütün siyasi partilerimizden fiyat istikrarı, cari açık, bütçe dengesi ve yapısal reformlar konusunda daha radikal politika açıklamaları bekliyoruz” dedi.

Başkan Çetin açıklamasında şunları kaydetti:

“2018 Mayıs ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE’de %1,62, Yİ-ÜFE’de %3,79 olarak açıklanmıştır. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında %12,15, Yİ-ÜFE’de  %20,16 olmuştur. Böylece Mayıs ayı itibariyle son 7 yılın en yüksek aylık enflasyonu, son 15 yılın da en yüksek yıllık enflasyonu kaydedilmiş oldu.

Ana harcama grupları itibariyle 2018 yılı Mayıs ayında giyim ve ayakkabı grubunda %5,21, ulaştırmada %2,32, çeşitli mal ve hizmetlerde %2,06, lokanta ve oteller ile gıda ve alkolsüz içeceklerde %1,45 artış gerçekleşmiştir.

Mayıs ayı zam şampiyonu; havuç

Mayıs ayında en yüksek artış gösteren ürün  %41,98 ile havuç, %35,14 ile kuru soğan ve %34,65 ile patates olurken; en fazla düşüş gösteren ürünler ise sırasıyla %34,39 ile sivribiber, %19,43 ile taze fasulye ve %13,78 ile domates olmuştur.

Açıklanan enflasyonun %25’i akaryakıttan

Mayıs ayındaki %1,62 oranındaki enflasyonunun 0,41’i yani %25’i akaryakıttan, 0,36’sı giyimden, 0,34’ü gıdadan kaynaklanmıştır. Sebze fiyatlarında düşüşe, sebze ve meyve toplam enflasyonunun sıfır, işlenmiş gıda enflasyonunun 0,36 olmasına rağmen, gıda enflasyonundaki artış et, yumurta, tatlı, patates, kuru soğan ve içecek fiyatlarından kaynaklanmıştır. Enflasyonu artıran önemli kalemler arasında akaryakıt, tüpgaz, su faturaları, uçak ve otobüs tarifeleri, dayanıklı tüketim malları, telefon görüşme ücretleri bulunmaktadır. Dolayısıyla döviz kurlarındaki artışın tüketici enflasyonuna hızlı ve yüksek oranda geçmeye başladığı görülmektedir. Kur artışı şimdiden beklentileri bozarak enflasyonu artırmaya başlamıştır.

Çekirdek enflasyonda da bozulma var

Maalesef Gelecek aylara ilişkin işaretler barındıran çekirdek enflasyonda ve üretici fiyatlarındaki ivmelenme TÜFE’nin önümüzdeki aylardaki görünümünü de bozmuştur. Yİ-ÜFE aylık bazda %3,79, beş aylık bazda %12,12 ve yıllık bazda %20,16 olmuştur. Bir önceki aya göre en fazla artış; %12,16 ile kok ve rafine petrol ürünleri, %10,68 ile ham petrol ve doğal gaz, %9,34 ile elektrik ve gaz olarak gerçekleşmiştir.  Aylık %3,79 enflasyonun 0,63’ü elektrik, 0,50’si gıda, 0,41’i tekstil, 0,33’ü demir-çelik, 0,31’i akaryakıt fiyatları kaynaklıdır. Sanayi elektrik tarifesine yapılan zam ÜFE’yi artırmıştır. Üretici enflasyonu, Mayıs ayındaki sert kur artışının henüz üretici fiyatlarına yansımadığını, artışların büyük ölçüde emtia fiyatlarındaki yükselmeden geldiğini göstermektedir.

Merkez Bankası’nın gecikmesinin maliyeti

Bu noktada Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede kararlı davranmamasının ve son günlerde attığı adımları çok geciktirmiş olmasının maliyetini ödemeye başlamış olmaktan üzüntü duyduğumu üyelerimiz adına ifade etmek isterim. Böylesi bir kur artışı birçok üyemizi maliyetin altında fiyatla satış yapmaya zorlamaktadır. Döviz cinsinden kira sözleşmesi veya ödeme mecburiyeti olan üyelerimizin mağduriyeti de basına yansımıştır.

Türkiye Dünya’ya krizde bir ekonomi görüntüsü vermemeli

Merkez Bankası, artık faizlerdeki artışın taktik hamle değil, enflasyonla mücadeleyi hedef alan stratejik hamle olduğunu kanıtlamalıdır. Politika faizlerinde sadeleştirme tamamlanmalı, piyasanın beklediği ilave faiz artışı gerçekleştirilmeli, kamu bütçe harcamalarındaki genişlemeyi telafi edecek, kayıt dışı ekonomiyle mücadele gibi, mümkün olan bütün önlemler şimdiden açıklanmalıdır. Türkiye dünyaya krizde bir ekonomi görüntüsü vermemeli, enflasyonda Nijerya, Mısır, Haiti gibi ülkeler grubundan çıkmalı, enflasyon ve durgunluğun birlikte olduğu stagflasyon riskini ortadan kaldırmalıdır. Seçim sürecine rağmen, bütün siyasi partilerimizden fiyat istikrarı, cari açık, bütçe dengesi ve yapısal reformlar konusunda daha radikal politika açıklamaları bekliyoruz.

Batı Akdeniz’deki canlanma fiyatlara artış olarak yansıyor

Enflasyon verileri ilimiz ve bölgemizde turizmdeki canlanmanın fiyatlara yansımakta olduğunu göstermektedir. Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık bazda %1,66, beş aylık bazda %7,77 ve yıllık bazda %13,74 olarak gerçekleşmiştir.

Bölgemizde enflasyon, aylık, beş aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde kalmıştır. Bu oranlara göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi, 26 bölge arasında aylık bazda on sekizinci, beş aylık bazda birinci ve yıllık bazda ikinci sırada yer almıştır.”

ATSO ARGE Müdürlüğü