Türkiye’de ve dünyada tarımda gübre kullanımı oldukça tartışmalı bir konudur. Bir taraftan artan nüfus ile birlikte tarımda verimlilik artışına duyulan ihtiyaç nedeniyle gübrenin gerekliliği; diğer yandan gübrenin ürüne, toprağa ve suya verdiği zarar. Görüş ayrılıkları bulunsa da gıdaya erişimin zorunluluğu nedeniyle endüstriyel gübre kullanımı kaçınılmaz bir gerçek olarak hayatımızda olacaktır. Gübre fiyatlarındaki artış da diğer bir tartışma konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, Kibele Projekt, imeceMobil ve Softtech Ventures, konunun önemine dikkat çekmek için “Tarımsal Üretimde Gübre Kullanımı: Etkileri, Yarattığı Sorunlar ve Çözüm Raporu”nu yayımlamıştır

Hızla artan nüfus tarımsal üretimde ciddi bir artışı gerektirirken hem gübrenin çevre ve insan sağlığına verdiği zarar hem de fiyatındaki artış, gübreyi, ciddi politikalar gerektiren bir konu haline getirmektedir. Bu konu ülkemiz için de oldukça önemlidir. OECD’nin tarımsal politikalar özeti, Türkiye’nin toprak ve su kirliliğinin özellikle nitrat bazlı olarak hızla arttığını ortaya koyuyor ki bu durum da gübre kullanımındaki hassasiyete dikkat çekmektedir.

Dünyada gübre kullanımı 1959-1960 yıllarında 27,4 milyon ton iken bu değer 1989-1990 yıllarında 143,6 milyon tona ve 2020 yılında 208 milyon tona çıkmıştır. Yani son 60 yılda dünyada gübre kullanımı yaklaşık 7 kat artmıştır. Bu oran gelişmiş ülkelerde düşerken gelişmekte olan ülkelerde artmaktadır. Dünya genelinde gübre fiyatları değerlendirildiğinde ise FAO (Food and Agriculture Organization – Gıda ve Tarım Örgütü) verilerine göre, 1980’lerin başında reel olarak bir düşüş eğilimi gösterse de Çin ve Hindistan gibi büyük nüfuslu ülkelerin artan ithalatı ve genel olarak tahıl fiyatlarındaki artış 1995 yılarında gübre fiyatlarında artışa neden olmuştur. Şimdi ise değişen iklim koşulları nedeniyle tarım ürünlerinin verimindeki endişeler ve öte yandan tarım ürünlerine olan talebin artışı gübre kullanımını ve buna bağlı olarak da gübre fiyatlarının da artacağını göstermektedir.

Türkiye’de ise gübre üretimi 1990-1994 kalkınma planı döneminde azalmaya başladı ve 2008 yılında bu azalma oranı %22’lere kadar geldi. AR-GE servislerinin yeterli olmaması ve buna bağlı olarak yeterli araştırma yapılmaması ve yapılan araştırmaların uygulamaya geçmemesi gübre kullanımındaki en önemli engel. Halen gübre kullanımının çok büyük bir kısmında klasik yöntemler uygulanmaktadır. Bu durum, gübrenin verimsiz kullanılmasına ve çevreye daha fazla zarar vermesine neden olmaktadır. Ayrıca, Türkiye’de gübre arzı talebi tam olarak karşılayamamakta ve buna ek olarak döviz kurlarındaki artış gübreyi tarımın en önemli maliyet kalemlerinden biri haline getirmiştir. Pandemi dönemi ile tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar da bu artışı iyice ivmelendirmiştir.

Gübre üretimi ve tüketimi konusunda Kibele Projekt, imeceMobil ve Softtech Ventures’un birlikte hazırladıkları raporda, anket yönetimi ile tarım üreticilerine sorular yöneltilmiş ve gübre kullanımındaki mevcut durum ve sorunlar analiz edilmiş, çözüm önerileri aranmaya çalışılmıştır. Anket 81 ilde 768 çiftçiye uygulanmıştır. Uygulama grubunun %80’inden fazlasını 25-55 yaş arasındaki erkek çiftçiler oluşturmaktadır. Çiftçiler genel olarak doğru gübre kullanımının verimi artırdığını düşünmektedir. Bu durum Türkiye’de doğru gübre kullanımı açısından çiftçilerin bilinçli olduğunu göstermektedir. Ülkemizde çiftiler tarafından en fazla endüstriyel gübre tercih edilirken bunu organik gübreler ve bekletilmiş hayvansal gübreler takip etmektedir. Uzmanlar tarafından da zaten endüstriyel gübrelerin kullanımı tavsiye edilmektedir. Diğer gübrelerin içerisinde ne kadar organik madde kaldığı bilinmediği için ayrıca bir incelemeye gerek duyulduğu belirtilmektedir. Nitekim ankete katılan çiftçilerin %24,4’ü kullandığı gübrenin ne içeriğe sahip olduğunu bilmemektedir. Tarımsal ürünlerin kalitesi genellikle tatlarından ölçülmektedir. Ankete katılan çiftçilerin %41,6’sı gübrenin bitkisel ürünün lezzetini artırdığını, %36,5’i gübrenin lezzete etki etmediğini ve %21,9’u da gübrenin ürünün lezzetini azalttığını düşünmektedir. Çiftçilerimizin yarısına yakını gübrelemeyi geçmiş tecrübelerine dayanarak yapmaktadır. %34,6’sı gübreleme sürecinin mevcut imkanlara göre değiştiğini söylerken %14,6’sı danışman desteği, %5,6’sı ise mobil uygulama desteği aldığını belirtmektedir. Danışman desteği almayanların önemli bir kısmı kendi tecrübelerinin bu konuda yeterli olduğunu belirtirken yaklaşık beşte biri yeterli finansmanı olmadığını ifade etmiştir.

Danışmanlık desteğine ek olarak uydu destekli teknolojik danışmanlar da son yılların yükselen trendi. Bu uydu sistemli teknolojik uygulamalar, mevcut ve tahmini hava sıcaklığı, yağış, rüzgar, nem vs ile ilgili bilgi vermesinin yanı sıra bitkilerdeki hastalık faktörlerini, toprak analizlerini ve gübre gereksinimlerini de belirleyerek üreticiye en doğru zamanda en doğru müdahale konusunda yol göstericidir. Biz de ATSO olarak Vodafone Business iş birliği ile ilde bazı dijital tarım istasyonları kurduk ve verimli bir şekilde çalışmalarını gözlemlemekteyiz. Daha fazla üreticimizin bu sistemden yararlanabilmesi için Vodafone Business ile iş birliğimiz devam etmektedir.

Seçil Gülbudak Dil

Müşavir