Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) 3.Grup (Madencilik) Meslek Komitesi Haziran ayı olağan toplantısını elektronik ortamda gerçekleştirdi. Üyeler toplantıda ilk olarak komitenin Mart ayı olağan toplantısında dile getirilen, pandemi ile birlikte navlunda oluşan fiyat artışı ve konteyner sorununun maden ihracatına olumsuz etkilerini ele aldı.

Navlun fiyatlarındaki artış ve konteyner temini sorunu ihracatta sipariş iptallerine yol açıyor

Üyeler, sektör mensuplarından gelen şikayetlere göre; olumsuz salgın koşullarıyla birlikte maden ihracatçılarının uzun süredir ürünlerini müşterilerine ulaştırmakta sorunlar yaşadığını, boş konteyner fiyatlarının artmasına rağmen konteyner bulunamadığı, konteyner bulabilen ihracatçının ise yüksek navlun ücretleri ile karşı karşıya kalındığını bildirdi.

Navlun fiyatlarındaki artış ve konteyner temini sorununun ihracatta sipariş iptallerine yol açtığını kaydeden üyeler, arzın talebi karşılayamadığı bu dönemde ihracatçıların depolarının siparişlerle dolu olduğunu bildirdi. Komite üyeleri konuya ilişkin şunları ifade etti: “Yine, maliyet artışıyla zarara uğrayan taşımacılık şirketlerinin, zararlarını en aza indirmek için konteyner fiyatlarını yükselttiği, yükselen lojistik maliyetlerin yanı sıra yeterli sayıda konteyner bulamayan üreticilerin de ihracat yapamayacak seviyeye geldiği belirtilmişti.

Bu çerçevede, ülke genelinde ihracat yapan tüm üreticilerin ortak sorunu olan yetersiz konteyner sayısı ve yüksek navlun ücretlerinin birçok ihracatçının üretim sürecini olumsuz etkilediği gerçeğinden hareketle, Türkiye’deki firmaların konteyner üretim kapasitesinin arttırılarak, artan navlun fiyatları için ihracatçılara kısa vadeli de olsa teşvik ve destek paketi hazırlanması önerilmişti.

Ancak, aradan geçen süreye rağmen konteyner sorununun artarak devam ettiği, konteyner bulunmadığı için firmaların birim maliyelerini aşağı çekmek zorunda kaldıkları, ihracat yapan tüm sektörler düşünüldüğünde büyük çapta maddi kayıp yaşandığı, dolayısıyla bu durumda hem gelirin hem de yurt içine döviz girişinin azaldığı vurgulanmıştır. Bu kapsamda, ihracat yapan tüm firmaların, ülke çıkarlarını da koruyabilmek adına konteyner sorunun çözümlenmesi için sektörde yer alan firmaların birlikte hareket etmesinin önemli olduğu belirtilmiştir.

Örneğin; konteyner krizinin lojistikte yarattığı darboğazı aşmak için iş yapamaz hale gelen bazı sanayicilerin kendi çözümünü geliştirmeye başladığı, konteyner gemisi alarak kendi armatörlük şirketlerini kurdukları dile getirildi. Bu çerçevede, maden sektöründe faaliyet gösteren firmaların birleşerek kendi konteyner gemisini alması veya kiralanarak konteynersiz açıktan taşınmasına yönelik ihracatçılara destek verilmesi önerilmiştir.”

Üyeler, söz konusu önerinin TOBB Türkiye Madencilik Meclisi tarafından değerlendirilmesi ve gerekli girişimlerde bulunulması amacıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne yazı yazılmasına karar verdi.

Orman izin başvuruları

Toplantıda sektörün en önemli sorunlarından biri olan orman izinleri konusu da ele alındı.

Üyeler, 3213 sayılı Maden Yasası’nın 5995 sayılı Yasa ile değişik 7’nci maddesi 4. fıkrasında; “Devlet ormanları içinde yapılacak maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu faaliyetler için zorunlu ve ruhsat süresine bağlı olarak yapılan geçici tesislere 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre izin verilir.” hükmünün yer aldığı, bu hüküm kapsamında orman alanları içinde kalan maden sahalarında madencilik faaliyeti yapılabilmesi için Orman Kanununa göre izin almak gerektiğini belirtti.

Orman izin başvurularının, Orman Genel Müdürlüğü tarafından sonuçlandırılma süresinin (başvurudan orman sahasının teslimine kadar geçen sürede OGM il müdürlükleri ve ilgili diğer kurumlarca ayrı ayrı değerlendirme safhaları da eklenerek) uzun süre aldığını belirten üyeler, birden çok kurumdan izin alınma sürecinin ayları, hatta yılları bulmasının ülkemizde maden yatırımcılarını, yatırım planlarından vazgeçirmeye yönelttiğini kaydetti. Komite tarafından, maden işletme faaliyetleri için gerekli izinlere ilişkin yapılan başvurularda Kanunlarda ve yönetmeliklerde öngörülen koşulları sağlayan orman izni müracaat sahipleri, bir eksikleri bulunmadığı halde izinlerini çok uzun zaman geçmesine karşın alamadıkları, dosyalarının hangi kurumda ne sebeple bekletildiği yada ne kadar süre bekletileceğine dair takibinin sistemsel olarak yapılamadığı, ilgili kurum ile irtibata geçildiğinde kurum çalışanlarından sağlıklı bilgi alınamadığı belirtildi.

Üyeler tarafından orman izni müracaat sahiplerinin dosya takiplerini yapabileceği (doyanın hangi kurumda ne durumda olduğu, ne kadar sürede sonuçlanacağı vb. bilgilerin yer aldığı) elektronik bir sitemin kurulması, ayrıca ilave izin başvurularının bu sistem üzerinden yapılabilmesi, ilave izinlerin ilk izinlere göre süresinin kısa tutulması (en fazla 1 ay) ve yine güvenlik soruşturmasından geçen bir firmanın her başvuruda aynı soruşturmadan geçmesinin süreci uzatarak yatırımcının önünü tıkadığı belirtilmiş olup, güvenlik soruşturmalarının bir defa yapılması önerildi. Bu çerçevede, söz konusu önerinin TOBB aracılığıyla Tarım ve Orman Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yazılı olarak iletilmesi hususunun Yönetim Kurulu’na sunulmasına karar verildi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu, komitenin önerileriyle ilgili gerekli girişimleri başlattı.