Van Kahvaltısı… Dünyanın En Lezzetli Sofrası

Van Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde 7 Haziran 2020 tarihinde Van ilinde yapılması planlanan Dünya Kahvaltı Günü etkinlikleri pandemiye dönüşen Covid-19 virüsü nedeniyle bu yıl fiili olarak kutlanamayacak.

Ama ülkemizin bu muhteşem değerini tüm dünyaya daha güçlü tanıtmak için sosyal medya platformları aracılığıyla kampanya düzenlendi. 7 Haziran 2020 Pazar günü saat 11.00 itibariyle twitter ve instagram platformları üzerinden #dünyakahvaltıgünü etiketi ile evlerden hazırlanan kahvaltıların görüntüleri paylaşılacak.

Önce küçük bir paragraf açalım; Türkiye’nin batısında ve doğusunda yer alan iki kadim kent Antalya ve Van her ne kadar aralarında yüzlerce kilometre olsa da görünmez ve kopmaz bağlarla çok güçlü bir şekilde birbirine bağlı durumda.

Her iki ildeki gerek kamu gerekse özel sektör temsilcileri, STK başkanları ve iş dünyası karşılıklı ilişkilerle bu bağı güçlendiriyor.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva’nın davetlisi olarak, 1 Haziran 2014’te Van Kalesi yanında bulunan Atatürk Kültür Parkı’nda yapılan “Guinness Rekor” denemesine katılarak bu rekorun kırılmasına tanıklık ettik. Daha önce ABD’ye ait olan 18 bin 941 kişilik rekor, 51 bin 793 kişiyle dünyanın en kalabalık sofrası olarak kırıldı. “Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası” rekorunu Van kazandı.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin organizasyonu ile, 2009-2013 yılları arasında Van Valiliği de yapan Antalya Valisi Münir Karaloğlu ve beraberindeki 60 kişilik heyet 27-30 Eylül 2019 tarihleri arasında yapılan Van Doğu Anadolu Turizm ve Seyahat Fuarı’na katıldık.

Bu ziyaretlerde karşılıklı iş birliği olanaklarının yanı sıra, Vanlı dostlarımızın sofralarına misafir olduk, ünü dünyaya yayılan yöresel lezzetleri tatma fırsatı bulduk.

Van’ın Tarihçesi

M.Ö. 2000 yılında bu bölgede ilk olarak devlet kuranlar Hurrilerdir. Daha sonra Hurrilerin bölgedeki devamı olan yerli kavimler tarafından M.Ö. 900 yıllarında başkentleri Tuşba (VAN) olan Urartu devleti kurulmuştur. Urartular M.Ö. 612 yılına kadar Van Bölgesinde güneyde yukarı Mezopotamya’ya kadar uzanan topraklarda hüküm sürmüşlerdir.

Çağrı Bey döneminde Anadolu’ya keşif amaçlı yapılan seferler 1071 Malazgirt zaferiyle neticelenmiş Van ve çevresi Büyük Selçuklular’ın egemenliğine girmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Safevi Devleti’ni yenen Osmanlı orduları 1458’de Van’ı fethetti ve bu fetih 1555 yılında yapılan Amasya Antlaşması ile kesinlik kazanmıştır.

Evliya Çelebi “Seyahatnamesi”nde Büyük İskender’ in Van Kalesi’ndeki Vank adlı bir mabedden esinlenerek buraya Van adını verdiğini söylemektedir.

Van, Anadolu’nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli akarsuları bol iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Bu yüzden tarihin eski çağlarından beri birçok medeniyetin hakim olduğu bir yer olmuştur. Van Gölü, dünyanın en büyük sodalı gölüdür. Ülkemizde yaşan 453 kuş türünün 220’si Van bölgesinde yaşar.

Muhteşem güzellikteki Van Gölü etrafına konuşlanmış olan şehir, gezilecek yerler bakımından oldukça zengindir. Urartular’a başkentlik yapmış olan şehirde, pek çok kültürel miras bulunmaktadır.

Van’da mutlaka yapılması ve görülmesi gereken şeylerin başında; Van Kahvaltısı, Van Kedisi, Van Kalesi, Akdamar Adası ve Kilisesi, Hoşap Kalesi, Bartholomeus Kilisesi, Hüsrev Paşa Camii, Kaya Çelebi Camii, Yedi Kilise, İzzettin Şir Camii, Altınsaç Kilisesi, Meher Kapı, Adır Adası ve Lim Manastırı, Van Başkale’deki Akçalı Travertenleri, Erçek Gölü Kuş Cenneti, Ters Laleler, Şeytan Köprüsü, Artos Dağı, Abalı Kayak Merkezi, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de meydana gelen depremlerde hasar gören müze binasının yerine yapılan yeni “Urartu Müzesi”, İnci Kefali göçü ve meşhur Van Kilimleri gelmektedir.

Van, son yıllarda özellikle kültür ve gastronomi tutkunlarının çekim noktasıdır.

Van denildiğinde ilk akla gelen kuşkusuz ünü dünyaya yayılmış Van Kahvaltısıdır.

Peki Van Kahvaltısı neden bu kadar ünlü. Van Kahvaltısı’nın özeliği nedir?

Van ilinin İpek Yolu güzergâhında olması, kahvaltı geleneğinin oluşmasında rol oynamıştır. Van kahvaltı sofrasının öncelikli özelliği yiyeceklerin tamamen doğal ürünlerden oluşmasıdır.

Kahvaltı sofrası; hakiki Van balı, yoğurt kaymağı, süt kaymağı, yayık tereyağı, cacık, otlu peynir, örme peynir, beyaz peynir, kavurmalı-sucuklu yumurta, zeytin, murtuğa, kavut, gencirundanmeydana gelir. Kahvaltının en popüler tatlarından Otlu Peynir; koyun sütü, özel peynir mayası ve yaylalardan toplanan dağ nanesi, kekik, yabani sarmısak, mendo, çaşur gibi toplam 25 bitki katılarak üretilir.

Sofranın vazgeçilmezlerinden “Kavut” un ve yumurta ile yapılır. Kavut’un Urartu Medeniyeti döneminden bu yana özellikle Van Bölgesinde süren uzun savaşlar sırasında askerlerin beslenmesinde kullanıldığı ve günümüze kadar geldiği rivayet olur.

17. yüzyılın sonlarında Van’a gelen Evliya Çelebi’nin dağlık bölgelerde halkın darıdan yapılan Gavut (Kavut) yemeği yediğini, ziyaret ettiği evlerde kendisine ‘Pohsin (Kavut) yer misin?’ diye sorulduğunu belirtir. Çelebi ‘… süt, darı ve tereyağı ile pişirilen bu yemek oldukça lezzetlidir ve hemen hemen her konuğa ikram edilmektedir.” yazmıştır.

Kavut üzerine pekmez, gül reçeli veya bal dökülerek açık ekmek ile yenilir.

Kavut, Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın müracaatı ile Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından 25.10.2018 tarihinde onaylanarak koruma altına alınmış ve Van’a özgü bir lezzet olarak tescillenmiştir.

Günümüzde Van’da 60’a yakın Van Kahvaltı Sofrası bulunmaktadır.

Van kahvaltısının olmazsa olmazı taze demlenmiş nefis semaver çayıdır. Semaver çayının yanında yöredeki otlarla beslenen keçi ve koyun sütü de tercihler arasındadır. Van kahvaltı salonlarında, pastane ve lokanta ürünleri satılmaz. Hiçbir kahvaltı salonu mönüsünde ve işletme şeklinde değişiklik yapmamıştır.

Kahvaltı salonları genelde Van’ın ara sokaklarında bulunur. Gün ışığı ile açılır ve gün batarken kapanır.

Van Kahvaltısı’nda yaz aylarında mönüye yoğurt, cacık, piyaz, kış aylarında ise bal-pekmez ve tahin ilave edilir. Van’ın verimli topraklarında yetişen ürünlerin, bir lezzet çeşnisi haline dönüştüğü Van Kahvaltısı, bir alâmetifarika olarak dünya mutfağındaki özgün yerini almıştır.

Yazımızı ünlü şairimiz Cemal Süreya’nın dizeleriyle bitiriyoruz;

“Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem

Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı”

7 Haziran Dünya Kahvaltı Günü’nüz kutlu olsun.

VAN KALESİ

Van il merkezinin sınırları içerisinde olup, merkeze 5 km mesafede bulunmaktadır. Van ovasındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan kaya kütlesi üzerine kurulmuştur.

VAN KEDİSİ

Van Kedisi, sadece Van Gölü Havzası’nda yaşayan safkan bir kedi türüdür. En önemli özelliği genetik bir bozukluk sonucu oluşan iki farklı göz rengidir. Bazılarının her iki gözü de mavi; bazılarının her iki gözü de kehribar rengindedir. Van Kedisinin genetik, morfolojik ve fizyolojik özelliklerini korumak amacıyla, Van 100.Yıl Üniversitesi tarafından Van Kedisi Araştırma Merkezi (VKAM) 1992’de kurulmuştur. Van Kedisi’nin Van’a ait bir değer olduğu resmi olarak 22.04.2006 tarihinde tescil edilmiştir.

ERÇEK GÖLÜ KUŞ CENNETİ

Van Denizi’nin Kardeşi Erçek Gölü Erçek Gölü Kuş Cenneti, Van Denizi’nin doğusunda oluşmuş bir set gölüdür. Türkiye’de bulunan 453 kuş türünün yarısı, Erçek Gölü Havzasında varlığını sürdürmektedir. Özellikle biyoturizm ve ornitoturizm açısından Erçek Gölü Kuş Cenneti dünyanın önemli merkezlerinden biridir. Burada bulunan kuş gözlemevleri meraklılarına hizmet vermektedir.

AKDAMAR ADASI

Van Gölü’ndeki Akdamar Adası, bölgeye gelen turistlerin ilk ziyaret noktalarındandır. Adanın güneydoğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel’e yaptırılmıştır. İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür. 2007 yılında geçirmiş olduğu restorasyon sonucunda Anıt Müze olarak hizmete girmiştir.

ATSO Basın Birimi

Yararlanılan Kaynaklar:

Van Valiliği

Van Ticaret ve Sanayi Odası

Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü