Yaşamın getirdiği zorluklar karşısında ne kadar dik durabiliyoruzu ölçmek zor bir süreçtir ama aynı zamanda dayanıklılık parametremizdir. Hayat her zaman planladığımız ve kontrol ettiğimiz gibi akmıyor ne yazık ki.. Zaman zaman zorlukların tavan yapması durumunda, kalan yolculuğumuza devam edebilmek adına dirençli olmak zorundayız. Maalesef ki hepimiz aynı performans seviyesinde değiliz.

Eğer hala tüm güçlükler karşısında ayakta iseniz ve kaldığınız yerden devam edebiliyorsanız kendinizi kutlayın ve alkışlayın. Duygusal dayanıklılık seviyeniz ortalamanın üstündedir. Bu da sizin güçlü bir psikolojiye sahip olduğunuzu, SERT RÜZGARLAR KARŞISINDA YILMADAN durabileceğinizi ve savaşma yetinizin yeterli olduğunun göstergesidir. İş ve özel hayatınızdaki başarı ve mutluğu beraberinde getirir.

Son zamanların trend konularındandır ‘’DUYGUSAL DAYANIKLILIK’’ ve ‘’YILMAZLIK’’, İngilizcesi de  ‘’Resilience’’ olarak yazışmalarımıza dahil olmuştur.

İş hayatında öyle anlarla karşılaşırız ki, zeka ve eğitim düzeyinin bile yetmediği durumlar olur. ‘’Resilience’’ devreye girer; sonucunda başarı basamaklarını zıplayarak tırmandığınızı görür ve kendinizi iş yaşamında zirvede bulursunuz.

Günümüzde hem kurumların hem de çalışanların bu kavramlar etrafında çevrelenmesi hedeflenir. Yapılan araştırmalar, çalışanların dayanıklılık ve yılmazlık kavramlarını iş hayatına entegre etmesi durumunda; motivasyonlarının arttığı, şirket sağlık masraflarının düştüğü ve çalışan değişim oranının azaldığı görülmüştür.

Duygusal dayanıklılığa sahip kişilerin temel özellikleri:

  • Gerçeği kabullenirler.
  • Hatalarından ders çıkarırlar.
  • Rezonans alanlarını, düşüncelerinin ve inançlarının enerjisi ile oluştururlar.
  • Disiplinli bir yaşam tarzları vardır.
  • Farkındalık seviyeleri yüksektir.
  • Anlam arayışlarını tamamlamışlardır.
  • Şikâyet etmezler.
  • Esnektirler.

Duygusal esnekliğe sahip kişilerin, çözüm odaklı yaklaşımları olduğu için; yaşanan krizleri fırsata çevirme ve stresi yönetebilme konusundaki kabiliyetleri oldukça iyidir. Bazen içinde bulunduğumuz şartlar da bizim evirilmemize sebep olur. Son iki yıldır yaşadığımız bu Pandemi dönemi bizlere istem dışı da olsa DAYANIKLILIĞI öğretti.

Nasıl daha dayanıklı bir birey oluruz sorusunun cevabı aslında kişiye özeldir. Öğrenmeye ve geliştirmeye açık bir süreçtir. Hepimiz farklı ve özgün bireyleriz. Bu yüzden de kendi anlam arayışımız bizi doğru yola götürecektir.

Ünlü yönetmen Andrey Tarkovski, Stalker filminde şu sözlere yer verir;

İnsan doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğündeyse katı ve duyarsız. Bir ağaç büyürken, yaşken yumuşak ve eğilip bükülebilir bir durumdadır; fakat kuruyup katılaştığında artık büyümez, ölür. Katılık ve güç, ölümün yoldaşıdır. Esneklik ve zayıflık ise varlığın tazeliğinin, hayat doluluğunun ifadesidir.

Kurumsal Gelişim Müdürlüğü