Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddetle yaşam hakkını, güvenliğini, onurunu, özgürlüğünü ve bedensel bütünlük hakkını sırf kadın olduğu için ihlal etmek insan hakkı ihlalidir.

Şiddete maruz kalan kadınların yaşam haritasına baktığımızda eğitimi ve ekonomik özgürlüğü olmayan kadınların geleneksel toplum baskısı yaşamamak, çocuklarını korumak, ailesine geri dönmemek düşüncesiyle ve maddi yetersizlikler nedeniyle yaşadığı travmaları normalleştirirken, eğitimli ve ekonomik hayatta aktif kadınların da aile bütünlüğünü bozmamak çabası yanında, toplumsal algı, itibar kaybetme korkusu gibi nedenlerle yaşadığı şiddeti yıllarca itiraf edememiş profiller ortaya çıkıyor.

Şiddet ve çaresizlik fiziksel ve ruhsal travmalar yaratırken aynı zamanda kadının özgüvenini, hak arama arzusunu yok ediyor.

Kadının hukuksal haklarını koruyan yasal düzenlemelerin kağıt üzerinde kalmaması hayata geçirilmesini her zaman tekrar ediyor ve talep ediyoruz. Devlet politikalarının doğru işlemesi yanında şiddeti gören kadar şiddeti uygulayanın bu eğilimini azaltmak için bilinçlendirme eğitim programlarının arttırılması hatta bu bilincin küçük yaştan itibaren kazandırılması için, okullarda ders konusu olması talebimizi bir kez daha yineliyoruz. Maalesef şiddet görmüş ailede yetişen çocukların gelecekteki aile ve toplumsal yaşam algısı da bu yönde şekilleniyor.

Geleneksel toplum yapısı ve kadına verilen sorumluluk algısı kadının var olabilmesi için mücadele etmesi gerekliliğine dönüşüyor.

Kadının hayatın her alanında saygınlık kazanmasının eğitimi, ekonomik özgürlüğü, özgüveni, cesareti, iş dünyasında aktif rolü ve sosyal yaşam kalitesi ile doğru orantılı arttığı gerçeği ile bizler kadının bu kazanımları elde etmesi için çalıyor ve bu yönde geliştirdiğimiz projelerimizle destek olmaya, kadınları bu yönde bilinçlendirmek için farkındalık yaratmaya devam ediyoruz.

Dünya’da yaşayan milyarlarca ve Türkiye’de yaşayan milyonlarca kadın fiziksel, psikolojik ve duygusal boyutlarda uygulanan şiddetten etkilenmektedir.

Kadınların her alanda özgür ifade ile tam anlamıyla var olmalarını sağlamak, uluslararası konulan hedeflere ulaşmak ve kadınların, ailelerin, toplumların yaşam kalitesini artırmak için “Haklı Şiddet Olmaz” diyoruz ve insanlığa yapılan her türlü şiddetin karşısındayız.

25 Kasım Kadın Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bir kez daha tüm kadınlar adına şiddetsiz, adil, ayrımsız bir dünya istiyoruz.

Saygılarımla

Serap Kocaoğlu

TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı