Avrupa Birliği’nin (AB) kaynak verimliliği, yeşil ve rekabetçi düşük-karbon ekonomisine geçiş hedefi doğrultusunda, “Döngüsel Ekonomi Paketi”, 2 Aralık 2015 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilmiş, 19 Aralık 2019 tarihinde Döngüsel Ekonomi: Engeller, Stratejiler ve İş Modelleri 16 kabul edilen AB’nin yeni büyüme stratejisi “Avrupa Yeşil Mutabakatı”nın ise öncelikli politika alanlarından biri olmuştur. Söz konusu belge kapsamında AB’nin 2050 yılına kadar iklim nötr hale getirilmesi, büyümenin artırılması, yeni ve daha iyi işlerin sunulması ve halkın refahının iyileştirilmesi hedeflenmekte; temiz, döngüsel ekonomiye geçişle kaynakların daha verimli kullanımının artırılması, iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybının durdurulması ve kirliliğin azaltılması için bir yol haritası sunulmaktadır. Bizler de bunun gibi iş modellerini biran önce toplumumuzun benimsemesini sağlayarak ülkemize entegre etmeliyiz. Bu konuda farkındalık yaratacak projelerin içinde yer almalı ve toplumumuz için fayda yaratmalıyız.

Yaşayan gezegen raporuna göre; son 50 yılda canlı popülasyonunun % 68’ni kaybettiğimiz belirtiliyor. Sonuç gerçekten çarpıcı duruyor. Tatlı su popülasyonu, maalesef en çok zarar gören yer.

Ayrıca rapora göre; Dünyadaki karasal alanın da 3/2 sini son 50 yılda kaybettiğimiz ve plastiğin hayatımıza girdiği belirtiliyor. Modernleşme, kentleşme,  dijitalleşme derken çevre sorunu maksimum seviyelere ulaştı. Tüm sektörleri; atık yönetimi, çevre kirliliği, küresel ısınma ve iklim değişikliği konularında bilinçlendirerek, gerekli projelerde görev almaya teşvik etmeliyiz. Çevre bilicinin yayılmasını sağlamak hem devletin, hem de özel sektörün görevleri arasında öncelikli olmalıdır. Aslında vatandaş olarak hepimiz, üstümüze düşen sorumlulukların farkında olmalıyız.

Yaşanan bu olumsuz süreçle birlikte dünyada salgın hastalıklar arttı. Son dönemde yaşadığımız Covid19 Pandemisinin sonucunu, bir yarasaya değil, doğanın dengesizliğine bağlamalıyız. Aynı zamanda bu salgın bize gösterdi ki;  tüm dünya aynı gemide.

Birleşik Milletler Kalkınma Komisyonu (UNDP) İklim Değişikliği Uyum Programı (CCA) tarafından yayınlanan raporlar, Türkiye’nin iklim değişikliği bakımından en kırılgan ülkelerin arasında yer aldığını gösteriyor. Bu yüzden de eylem planlarımızı biran önce uygulamaya geçmeliyiz.

Bütün ülkelerin gündeminde de iklim değişikliği konusu, son yıllarda üst sıralarda yerini aldı. ATSO olarak, iş dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) tarafından Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliği ile yürütülen, Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu’na (TDEP) bu yıl katıldık. Bu platformla beraber bu konuda farkındalık yaratacak projelerin içerisinde yer alarak, geri dönüşümü teşvik etmeyi, tüketimi azaltmayı, kaynakları verimli kullanmayı, sürdürülebilir temiz ve yeşil bir çevre için tüm imkân ve olanaklarımızı kullanmayı, stratejik plan hedeflerimizin ana odağına yerleştirdik. Oda olarak bize düşen görevleri yerine getirmek için heyecanlıyız.

Döngüsel Ekonomi Platformuna katılımcı şirketler, EK1’de sunulan TDEP Katılım Sözleşmesini imzalayarak TDEP’e üye olacaklar ve platform tarafından sunulan hizmetlerden ve hibelerden yararlanacaklardır. Platforma üyelik, EBRD fonu devam ettiği sürece ücretsizdir.  

Yeşil iyileştirme stratejilerinin içerisinde yer alıp, gelecek nesillere yaşanabilir, yeşil bir dünya bırakabilmek, ülkemizin doğal zenginliklerini artırmak ve nesilden nesile aktarabilmek için ortak çaba sarf edelim.

Kaynakça

https://www.wwf.org.tr/yayinlarimiz/raporlarimiz/

Kurumsal Gelişim Müdürlüğü