Odamız Kurumsal Gelişim Yolculuğunda Ufuk Turu Söyleşileri etkinliği kapsamında, “Dünyada Kurumsal Gelişim ve Büyük İstifa” konulu söyleşi 29 Haziran 2022 Çarşamba, LUKWISE işbirliği ile Sayın Burcu Yalçınkaya’nın sunumları ve değerli katılımlarınızla gerçekleştirildi.

Büyük istifa nasıl başladı?

Çalışma dünyasında yapısal değişikliklerin gerekliliği, kuşakların değişmesi, teknolojik yenilikler ve iş yönetimine bakış açılarının yenilenmesi ile son yıllarda oldukça sık konuşulur olmuştu. Endüstri 4.0 ortamına nasıl uyumlanacağına bir süredir odaklanan iş ve eğitim dünyası, pandemi dönemine girince tüm planlarını tekrar gözden geçirmek zorunda kaldı.

Elbette her birimizin özel hayatına da etkisi olan bu gelişmeler sonucu, dünyada bazı yeni akımları ortaya çıkarmış durumda. İnsanların hayatlarını daha rahat geçirme istekleri, stresten uzak durma ihtiyaçları sonucu “Zaten hayata bir kez geliyoruz, o zaman neden bu kadar yorulalım ki?” diyen bir akıma ilk olarak New York Times YOLO (You Only Live Once) Ekonomisi olarak tanımladı. İlk böyle bir tanım etrafında ortamı açıklamaya çalışan araştırmacılar, benzer bir durumun “Tang Ping” diye adlandırılan bir akımla Çin’de de yaşandığını ortaya koydu.

Tang Ping, Çin’de sıkı çalışma ve hatta fazla çalışma üzerindeki toplumsal baskıları reddeden ve bunun yerine düşük arzulu, daha kayıtsız bir tavırla “sırt üstü yatmayı ve baskıların üstesinden gelmeyi” seçen bazı gençlerin Çin’deki bir yaşam tarzı tercihi ve toplumsal protesto hareketi olarak Nisan2021’de başladı. Bu süreçte işlerinden soğuyan ve uzaklaşan insanların durumunu Bloomberg “Büyük İstifa” (GreatResignation) olarak tanımlayarak, bizlere, tüm sistemi, çalışma şekillerimizi, çalışanlardan beklentilerimizi, eğitim sistemlerimizi ve daha birçok konuyu yeniden araştırmamızın ve üzerinde uzun uzun düşünmemizin yolunu açmış oldu. Tabii ki tüm bunların sebebi pandemi sürecinde yaşananlar olabilir. Konu çok daha yeni olmasına rağmen araştırmalar diyor ki, insanların yaşadığı duygular ve tepkiler pandemiden kaynaklanıyor olabileceği kadar, pandemi ile tetiklenmiş olabilecek yılların getirdiği tükenmişlik, sıkı mesai saatlerinde çalışanların hissettiği baskı, esneklik ve özgürlüğe duyulan özlem gibi birçok duygu birikimi de olabilir.

Rakamlar Ne Diyor?

ABD’deki istifa istatistiklerine baktığımızda, istifa oranları 2020 yılı başına kadar oldukça istikrarlı, neredeyse düz bir grafikte devam ederken, Mart 2020 ve Nisan 2020’de rekor düzeyde, sırasıyla 13 milyon ve 9,3 milyon kişi işten çıkarılması ile birlikte istifa oranları son yedi yılın en düşük seviyesi olan %1,6’ya kadar düşüyor. (%2,4 en yüksek oran) Bu dönemde işten çıkarmaların büyük kısmının, okulların kapanması ve çocuk bakım hizmetleri alınamaması nedeniyle kadınlar ağırlıklı olduğunu not etmekte fayda var. Bunun etkilerinin ne olduğu ise ayrıca bir araştırma konusu. Ancak, pandemi devam ettikçe ve bir yandan işsizlik oranı da artarken istifa oranlarının artması da dikkat çekici bir durum yarattı.

Kasım 2021 itibarı ile açıklanan istatistiklere göre, istifaların ABD özelinde detaylarına baktığımızda eğlence  konaklama, hizmet, perakende ve imalat sektörlerinde ortalamanın (%3) üzerinde istifa oranları yaşanan sektörler olduğu görülmektedir. En düşük oranlar ise (kamu sektörü dışında) finans, enformasyon ve madencilik sektörlerinde. Aralık 2021’de istifa eden kişi sayısı (işten çıkarılanlar hariç) 4,3 milyon olarak açıklandı. Bu Kasım ayındaki 4,5 milyona göre biraz gerilemiş gibi duruyor.

Kurumsal gelişim trendleri ve büyük istifa konusundaki güncel değerlendirmelerin yapıldığı etkinliğimizdeki, işbirliği için LUKWISE (https://www.lukwise.com) Kurucu Ortakları Sayın Burcu Yalçınkaya, Burçak Çakır ve Uğur Koç’a teşekkür ederiz.

ATSO Kurumsal Gelişim Müdürlüğü