Antalya’da falezlerin altındaki denizin 3 metreden 25 metre derinliğe kadar, teneke kutudan şişeye, kırık sandalyeden merdivene, televizyondan cep telefonuna, pilden aküye, misinadan olta kurşununa atıkla dolu olduğu belirlendi.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet GökoÄŸlu, AÜ Sualtı Sporları TopluluÄŸu üyesi öğrencilerle Konyaaltı falezlerinin altında denizdeki kirlenmeyi görüntüledi. Falezlerin altındaki denizin, 3 metreden 25 metre derinliÄŸe kadar teneke kutudan ÅŸiÅŸeye, kırık sandalyeden merdivene, televizyondan cep telefonuna, pilden aküye, misinadan olta kurÅŸununa kadar akla gelmeyecek atıklarla dolu olduÄŸunu kaydeden Prof. Dr. GökoÄŸlu, kirlilik nedeniyle de deniz ekosisteminin bozulduÄŸunu söyledi. Bir zamanlar Antalya kıyılarında yoÄŸun görülen deniz kestanesini örnek veren Prof. Dr. GökoÄŸlu, Hint Okyanusu ve Kızıldeniz’de görülen ‘Diadema Setosum’ türü deniz kestanesinin, SüveyÅŸ Kanalı aracılığıyla Akdeniz’e girdiÄŸini söyledi. Prof. Dr. GökoÄŸlu, ÅŸunları söyledi:
“Antalya’da 1970-80 yıllarında kayalık bölgelerde deniz kestanelerinin çokluÄŸundan denize girilemezdi. Åžimdi ise yerli deniz kestanelerinde ciddi azalma söz konusuyken, Kızıldeniz orijinli uzun dikenli kestanenin popülasyonunda artış var. Kaya araları bunlarla dolmaya baÅŸladı. Bu tür, öldürücü olmasa da zehirli bir deniz kestanesi türü. Ayrıca falez altındaki kayalarda bazı deniz yosunu türlerinde de azalma söz konusu. Bunları tüketen canlılar da azalmaya baÅŸladı.”

ANTALYAÂ’DA FALEZLERIN ALTINDAKI DENIZIN 3 METRE ILE 25 METRE DERINLIGININ, TENEKE KUTUDAN SISEYE, KIRIK SANDALYEDEN MERDIVENE, TELEVIZYONDAN CEP TELEFONUNA, PILDEN AKUYE, MISINADAN OLTA KURSUNUNA ATIKLA DOLU OLDUGU BELIRLENDI.(FOTO:ANTALYA-DHA)
KURŞUN KİRLİLİĞİ DE SÖZ KONUSU
Eline oltasını alan herkesin denize olta attığını söyleyen Prof. Dr. GökoÄŸlu, “Her yer misina ve kurÅŸunlarla dolu. İster istemez bir de kurÅŸun kirliliÄŸi söz konusu. Bunları avuç avuç topluyoruz” dedi.
Deniz dibindeki metal atıkların deniz ekosistemini etkilediÄŸini, deniz organizmalarında birikim yaptığını vurgulayan Prof. Dr. GökoÄŸlu, deniz dibindeki atıkların metal kirliliÄŸine neden olmanın yanı sıra, denizdeki akıntıyı da etkilediÄŸini söyledi. Akıntının bu nedenle kesildiÄŸini ifade eden Prof. Dr. GökoÄŸlu, “Bu atıklar balıkçının ağına ve misinasına da zarar veriyor. Hatta bu cisimlere takılıp kalan aÄŸ, hayalet aÄŸ olarak ekosistemi tüketmeye devam ediyor. Bu bile ekosistem açısından çok kötü ve sakıncalı bir durum. Nerede metal varsa, ona takılı aÄŸlar görüyoruz. ÇoÄŸu canlıyı bu aÄŸlardan kurtarıp bırakıyoruz. Hepsinde aÄŸ ve misinalar var” ifadelerini kullandı.
‘BAÅžKA DENİZİMİZ YOK’
Denizdeki atıkların toplanması ve ekonomiye kazandırılmasının mümkün olduÄŸunu vurgulayan Prof. Dr. GökoÄŸlu, “Denizden ekmeÄŸini kazanan ve bu iÅŸi yapmaya hazır insanlar var. Bu atıklar toplanırsa hem ekonomiye kazandırılır, hem de deniz temizlenir. Ancak sanırım yasalar buna izin vermiyor ve denizden bir ÅŸey çıkarmak için izin alınması gerekiyor” diye konuÅŸtu.
Dünyaca ünlü Konyaaltı Plajı’nda denizin içinde borular, direkler, korkuluklar, iskeleler, ÅŸezlonglar, yazın kıyıda inÅŸa edilen metal aksamlarla karşılaÅŸtıklarını ifade eden Prof. Dr. GökoÄŸlu, “En azından bunlar toplanmalı. BaÅŸka denizimiz yok. BaÅŸka Antalya da yok. Antalya’nın sermayesi de deniz. Yanlışları düzeltmeliyiz. Türkiye’ye yakışan budur. Bir seferberlik baÅŸlatmalıyız bu konuda” diye çaÄŸrıda bulundu.
Kendisine düşen görevi yapmaya hazır olduÄŸunu söyleyen Prof. Dr. GökoÄŸlu, “Her ÅŸey güzel bir Türkiye, insanımız ve turizm için” dedi.