Gıdaya erişimin her insanın en temel hakkı olduğu sürekli dillendirilse de maalesef dünyada birçok insan yetersiz beslenme ve açlıkla mücadele etmek zorunda kalıyor.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından, 2030 yılında 8,5 milyar insanın doğru ve yeterli beslenebilmesi için gerekli sürdürülebilir tarım ve gıda sisteminin detaylarının araştırıldığı raporda, dört muhtemel senaryo ortaya konuluyor. 2030 yılında karşılaşacağımız yüksek nüfus ve yetersiz tarımsal üretim sonucu ortaya çıkan ilk senaryo yalnızca yüksek ödeme gücü olan kesimlerin yeterli gıdaya erişebilmesi olarak belirtiliyor. İkinci senaryo, nüfus artışı ile paralel gelişecek olan kontrolsüz tüketimin, küresel iklim değişikliğini de tetikleyeceğinden, doğal kaynaklar üzerinde çok yüksek baskının olduğu ve gezegenin taşıma kapasitesini aştığımız bir kaosu işaret ediyor. Üçüncü senaryo, gıda atığının azaltılması, verimli tarımsal üretim yöntemlerine gerekli yatırımların yapılması, doğal kaynakların korunması, iklim değişikliği ile mücadele konusunda stratejiler geliştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin önceliğe alınması durumunda açık kaynaklı bir Sürdürülebilir Tarımın sağlanabileceği yönünde. Dördüncü senaryo, tarım ve hayvancılıkta güçlü yerel pazarların oluşacağı, ancak bu bölgeler ile sağlıklı bir ticaret ilişkisine geçemeyecek nüfusun beslenme konusunda ciddi sıkıntılara maruz kalacağı yönünde.

Diğer taraftan gıda fiyatları artışını sürdürüyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)  verilerine göre küresel gıda fiyatları art arda beşinci ayında da yükselişini sürdürdü.

GIDA FİYAT ENDEKSİ                                              

Kaynak:FAO

Ekim ayında tahıllar, şeker, süt ürünleri ve bitkisel yağlar başta olmak üzere gıda fiyatları endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,1 arttı ve Ekim 2019’daki değerinin yüzde 6,0 üzerine çıktı. Artışın başlıca nedeni, daralan ihracat, Arjantin’deki kötü büyüme koşulları ve Avrupa, Kuzey Amerika ve Karadeniz Bölgesi’ndeki kışlık buğday ekimlerini etkileyen kurak hava koşulları nedeniyle buğday fiyatlarındaki yükseliş. Mısır, yemlik arpa ve sorgum fiyatları da Ekim ayında yukarı yönlü baskı altında kalırken, pirincin fiyatı ise geriledi.

TAHIL ÜRETİMİ, KULLANIMI VE STOĞU

Kaynak: FAO

Grafikte tahıl stoklarının tahıl üretiminin ve kullanımının altında kaldığı görülüyor.

Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat,  özelikle pandemi süreciyle birlikte arz ve talep dengesinin bozulduğunu, fiyatlarda aşırı oynaklığın yaşandığı ve küresel ticarette oyun planlarının değiştiği bir ortamda söz konusu oynaklığa tarım sektörü açısından bir de iklimsel sürprizlerin eklendiğini belirtiyor, Türkiye için ise gıda tarafında denklemin daha da çok bilinmeyenli bir hal aldığını ekliyor. 

Bu durumun, dünyanın neredeyse her ülkesi için geçerli olduğunu ancak bizim gibi ithalata dayalı bir tarımsal üretim modelinde yüksek girdi fiyatlarının, çiftçisinden sanayicisine kadar herkes üzerinde çok ciddi baskılar yarattığını, mevcut koşullarda Dolar ve Euro ile üretilen ürünleri Türk Lirası bazında satmaya çalışmanın çok sürdürülebilir bir durum olmadığını ifade ediyor.

TAHIL VE BİTKİSEL ÜRETİM MİKTARI (TON)

Kaynak:TÜİK

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine baktığımızda;  2010 yılında Türkiye’de 92,8 milyon ton,  Antalya’da ise 858 bin ton tahıl ve bitkisel ürün üretildiği, bu rakamın 2019 yılında Türkiye için 121,4 milyon tona,  Antalya için ise 1,2 milyon tona çıktığı görülüyor. Diğer taraftan 2010-2019 yılları arasında Türkiye nüfusu 73,7 milyondan 83,2 milyona, Antalya nüfusu ise 2 milyondan 2,5 milyona yükseliyor. Ancak üretilen buğday miktarı hem Antalya’da hem de Türkiye’de azalıyor. TÜİK’in nüfus projeksiyonunda 2050 yılında Türkiye nüfusunun 94,6 milyona çıkacağı öngörülüyor.

BBC’nin Lübnan’da ‘Şehir Tarımı’ Neden Yaygınlaşıyor? başlıklı haberinde, Dünya Gıda Fonu’nun verilerine göre Covid-19 salgınının dünyada açlıkla yüz yüze olan insanların sayısını ikiye katlayarak 130 milyondan 265 milyona çıkarabileceğine ve bütün dünyada salgın yüzünden mevsimlik tarım işçilerinin sınırları aşamadığı için tarım üretiminin sekteye uğradığına işaret ediliyor.

Tüm bu koşullar altında, ülke olarak kendimize yeten bir üretim modeli geliştirmedikçe ve dışa bağımlı tarım politikasından kurtulmadıkça küresel riskler bizi tehdit etmeye devam edecek gibi görünüyor.  

ATSO Araştırma ve Ticaret Geliştirme Müdürlüğü

Kaynaklar:

  • İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği
  • Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 
  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
  • Bloomberg HT https://www.bloomberght.com/yorum/irfan-donat/2267290-gida-fiyatlarina-dikkat
  • BBC https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54300196