Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Komitelerin gündeminde enerji maliyetinin halen birinci sorun olmaya devam ettiğini belirterek, “Enerjide indirimlere ve devletin desteğine rağmen maliyetler el yakmaya devam ediyor” dedi.

ATSO Nisan ayı olağan meclis toplantısı, Süleyman Özer’in başkanlığında, meclis üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleşti. ATSO Başkanı Davut Çetin açılışta yaptığı konuşmada oda faaliyetlerinin yanı sıra gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına 23 Nisan Bayramını kutlayarak başlayarak başlayan Davut Çetin, “102 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışında görev alan Antalya üyeleri Ali Vefa Seyhanlı, Halil İbrahim Özkaya, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Hasan Tahsin Sürenkök, Rasih Kaplan, Mustafa İbrişim beyleri saygıyla anıyorum” dedi.

Konuşmasında orman yangını sezonunun başladığını anımsatan Davut Çetin, “Yaz sıcaklarının başlamasıyla birlikte hepimizi orman yangını korkusu sarıyor. Orman yangınlarına karşı dikkatli olmalı, ne önlem alınacaksa şimdiden almalıyız” uyarısında bulundu.

BİRİNCİ SORUN; ENERJİ MALİYETLERİ

Komitelerin gündeminde enerji maliyetinin halen birinci sorun olmaya devam ettiğini belirten Davut Çetin’in konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

Enerjide indirimlere ve devletin desteğine rağmen maliyetler el yakmaya devam ediyor. CK ile gerek bu konuda gerekse teminatlar konusunda görüşmeler yaptık, ayrıca Kemer’deki elektrik kesintilerini konuştuk. Teminat konusunda kolaylık için çalışacaklar. Kemer’de elektrik altyapısı yatırımları da hızlanacak.

Komitelerimizin bir önemli sorunu yine KDV sorunu. KDV farklarının sektörlere yükü son dönemde çok arttı, bu konuda düzenleme yapılacağı söylendi, ama halen yapılmadı.

İnşaat malzemeleri sektörümüz KDV’nin %8’e çekilmesini istiyor. Taşıt satış sektörümüz ikinci el satışlarda çok farklı KDV oranlarının sadeleştirilmesini talep ediyor. 19. grubumuz İran’dan cam ithalatının sektörü olumsuz etkilediğini yazıyor. Sektörlerimizin istihdam desteği talebi ve eleman bulma sıkıntıları da devam etmektedir.  Hükümetin Mesleki Eğitim Merkezi projesi bu bakımdan iyi bir proje. Umuyorum ki bu proje sektörlerimiz için yararlı olur.

Komitelerimiz sadece yazmakla kalmıyor, kurumlarla görüşerek de çözüm arıyorlar. Akaryakıt komitemiz EPDK yetkilileriyle toplantı yapıyor. Otel, SPA, reklam ve eğlence sektörlerimizden arkadaşlar Uluslararası İşgücü Genel Müdürünü davet ederek görüştüler.  Taşıt Kiralama komitemizden arkadaşlar Bakanlığa giderek görüşme yapacaklar. Bütün komitelerimize çalışmaları için teşekkür ediyorum.

ENFLASYONDA DÜNYA YEDİNCİSİYİZ

Ekonomide enflasyon ve yüksek girdi maliyetleri maalesef canımızı yakıyor. Enflasyonda dünya liginde yedinci sıraya geldik. Bu yüksek enflasyon sektörlerin satışlarını farklı şekilde etkilemektedir. Sektör ciroları tablosunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Şubat ayında yıllık ciro artışlarına baktığımızda hizmet sektörlerinde ciroların enflasyona göre düşük kaldığını görüyoruz.

En yüksek artışlar acenta, tur operatörü, bilişim, restoran sektöründe var gibi görünüyor.  Geçen yıl Ocak-Mart döneminde kapanmalar olduğu için tur operatörü, yiyecek içecek hizmetleri gibi sektörlerde yıllık ciro artışları yüksek çıkıyor. Gayrimenkul, yani emlak hizmetlerinde ciro fiyatlar nedeniyle yüksek çıkıyor. Sanayide girdi maliyetleri ciroları yükseltmiş gösteriyor. Fakat inşaat ve diğer hizmet sektörlerinde ise maliyet artışlarına rağmen ciro artışları düşük.

Aslında bu enflasyonda ciro artışına değil, satış hacmine bakmak gerekiyor. Örnek olarak perakende ticarette ciro ve satış hacmi rakamlarına bakarsak Şubat ayında yıllık ciro artışı %82, ama satış artışı %6. Aradaki %76 fark enflasyondan geliyor. Mesela gıdada ciro artışı %61, ama hacim artışı yok.

Dayanıklı tüketimde ciro artışı yüksek, ama satış hacmi ekside. Akaryakıtta ciro artışı %125, ama hacim artışı yok, hatta biraz ekside. Perakendede olan artış giyimden, sağlık ürünlerinden ve internet satışından gelmiş.

Geçmiş yıl ve aylara göre bakarsak Perakende ticaret hacminde artışın giderek yavaşladığını görüyoruz. Pandemi kapanmalarından bu yana ilk kez böyle bir yavaşlama var.

Üç aylık otomobil satışı geçen yıla göre %25 azaldı, mart ayında azalma %33 düzeyinde gerçekleşti.

Beyaz eşya satışlarında da azalma var. Yani halkın alım gücünün düşmesi birçok üründe satışlara yansıyor.

Antalya’daki duruma gelince iç piyasada ticaret ve sanayide bu verilere benzer bir yavaşlama görülüyor. Ayrıca son dönemde finansman sıkıntısı nedeniyle karşılıksız çek sayısında dikkat çekici artış var. Bunun devam etmeyeceğini ümit ediyorum.

TURİZMDE 1 MİLYON RAKAMINI GEÇTİK

Maalesef Ukrayna ve Rusya meselesi hem turizmi hem ihracatı olumsuz etkilemektedir. Turizmde 1 milyon rakamını geçtik. Rusya’daki sorun olmasaydı 2019’u geçmiş olacaktık. Rusya pazarı için çalışmalar devam ediyor. Keşke barış olsa hem insanlık kazansa hem ekonomi normalleşse.

Bu yıl İngiltere gibi pazarlar sayesinde bir artış olsa da istediğimiz düzeyde değiliz. Sezona doğru daha iyi olmasını temenni ediyoruz. Şimdi artık biraz fiyat ve kalite konusuna dikkat edilmesi gerekiyor.

Özellikle son dakika satışlarında fiyatlar çok düşüyor. Fiyatlar düştüğünde sonra yükseltmek kolay olmuyor, bu nedenle fiyatları düşürmemeye çalışmalıyız.

Tarım sektöründe gübre ve enerji maliyetleri üreticiyi aşırı zorluyor. Maalesef tarım destekleri enerji ve gübre maliyeti karşısında yetersiz kalıyor. Bütün sıkıntılara rağmen tarımda üretim artışına da dikkat çekeyim. İki yıldır Antalya’da yatırımlarda tarımın başı çektiğini söylüyorum. Gerçekten üretime yansımayı görüyoruz.

Antalya tarımı 16 yılda 5 milyon ton üretimden 8 milyon tona geldi. Meyvede artış, elma, nar, muz ve çilekten geliyor.  Sebzede artışta domates yine ön sırada… Maalesef tarım alanlarını kaybetme ve kuraklık nedeniyle tahılda gelişme yok. İnşallah bu yılı kurtarırsak tarımda gelişmenin devam edeceğine inanıyorum.  İhracatta geçen yıl %30 artış sağlamıştık, şu anda yıllık %6 civarı bir artıştayız. Rusya’da ödeme sıkıntıları ihracatı olumsuz etkiledi, Rusya ile birlikte Orta Asya’ya ihracat da etkilendi. Şimdi Rusya tarafı kısıtlamaları kaldırdı, bu konuda bir düzelme olmasını bekliyoruz.

ŞİRKET KURULUŞLARINDA ARTIŞ

Sorunlara rağmen Antalya’da kurulan şirket sayısında geçen yıla göre %12, kayıtlı istihdamda %10’a yakın bir artış var. Son dönemde Rusya ve Ukrayna kaynaklı şirket kuruluşlarında da artış oldu. 1 Oca-25 Nisan arasında Rusya kaynaklı şirket kuruluşlarımız 19’dan 58’e çıktı, Ukrayna kaynaklı şirket kuruluşu çok artmadı, 11’den 15’e yükseldi. Diğer ülkelerde de artış görüyoruz.

İki yıldan bu yana konut fiyatı artışında ilk sıralardayız. İş insanları olarak Antalya’ya yabancı ilgisini ve konut fiyatlarının artmasını olumlu görüyoruz, ama diğer taraftan kira ödeyen işletmeyi ve çalışanları da düşünmemiz gerekiyor. Eğer çalışan insanlar ücretleriyle kira ödeyemezse, tasarruf yapıp ev alamazsa orada ekonomiyi konuşmanın çok anlamı yoktur. Biraz önce inşaat sektörü cirosunun düşük olduğunu söyledim. Konut satışı artsa da yapı ruhsatlarında artış yok, çünkü maliyetler çok yüksek, bu maliyetlere KDV gibi çözümler yetmez.

Talep artarken yeni yatırımlar gelmedikçe konut sorunu devam eder. Burada vatandaşa hitap edecek üretime dönük önlemlere ağırlık vermek, konutta spekülasyonu önlemek, kentsel dönüşümü daha fazla özendirmek şart görünüyor.

Komitelerimizin kredi şikayetleri Ocak ve Şubat ayına göre azaldı, ama kredi talepleri devam ediyor. Türkiye’de son 4 ayda TL kredi olarak 500 milyar TL yeni kredi sağlandı, bunun 200 milyarını KOBİ’ler kullandı. Merkez Bankası hafta sonu karşılık oranlarını artırdı, yani kredi maliyetlerini yükselterek frene bastı. Çünkü bir taraftan enflasyon artıyor diğer taraftan döviz talebi artıyor. Eğer dünyada enerji fiyatları düşerse, ekonomiye yeterli döviz girişi olursa, enflasyon dizginlenirse ancak o zaman kredi artışı devam eder, aksi halde hızlı kredi artışı kolay değil.  

YÜKSEK ENFLASYON KOBİ’LERİ DE ZAYIFLATIYOR

Bu konuda defalarca uyarı yaptım, ciro tabloları da durumu gösteriyor. Yüksek enflasyon orta sınıfla birlikte KOBİ’leri de zayıflatıyor. Bu nedenle ekonomi yönetimi enflasyonla mücadeleden vazgeçmemelidir. Ekonomi yönetimi enflasyonun ne zaman ve nasıl düşeceği konusunda güven sağlamalıdır.

Birinci komitemiz tarımda güneş enerjisi yatırımı için düşük faizli kredi talebini gündeme getirmişti, benzer bir talep geçen hafta yaptığımız toplantıda diğer sektörler için de  gündeme getirildi  Bildiğiniz gibi lisanssız GES’ler bölgesel teşvik kapsamına alındı ve hangi bölgede olursa olsun  4. Bölge destekleri verildi, ama maalesef faiz desteği hariç tutuldu. Enerji ithalatına dünyanın dövizini veriyorken GES yatırımları daha fazla desteklenmelidir.

Güneş enerjisindeki sorun şudur: devlet bir dönem acil diye enerji şirketlerine alım garantisi vererek yatırımlar yaptırdı. Yapılması gereken şey kömürü ve ithal doğal gazı azaltarak bu geçişi planlamaktır. Türkiye’de Devlet Planlama Teşkilatının eksikliğini enerji dahil her sahada çekiyoruz. Çünkü planlama uzmanlık işidir, her bakanlık ayrı ayrı planlama yapamaz. Bu sebeple artık DPT’nin yeniden kurulması ele alınmalıdır.

SERALARDA GES YATIRIMLARI İÇİN YENİ BİR MODEL UYGULANMALIDIR

Tarım sektöründe de seralarda GES yatırımları için yeni bir model uygulanmalıdır. Ben daha önce sera bölgelerini organize sera bölgesi gibi ele almalıyız demiştim. Her sera sahibi ayrı ayrı proje yapmak yerine bölgesel ortak yatırım düşünülmelidir. Ticaret Borsamız bu yönde bir proje için çalışıyor. Borsayla işbirliği yaparak ortak çözümler üretebiliriz. Bu yatırım teşvikleri konusunda birkaç şey daha söyleyeyim.

Devlet birçok alanda önemli yatırım desteği veriyor. Bunları anlatmak için her yıl Devlet Destekleri Zirvesi yapıyoruz. Önümüzdeki ay yine Bakanlık temsilcileri gelecek, teşvikleri anlatacaklar. Bu toplantılara katılarak teşvikler konusunda sorunları Bakanlık yetkileriyle konuşmalıyız. Teşvik sistemiyle ilgili önerilerimizi paylaşmalıyız. Örneğin öncelikli yatırım alanlarında yatırım nerede yapılırsa yapılsın, yani hangi ilde, yapılırsa yapılsın 5. Bölge desteği sağlanmaktadır. Bu yatırımlara 5 puan da faiz desteği verilmektedir.

Biz Antalya’da modernizasyon ve ürün çeşitlendirmesi dışında kıyı şeridinde yeni yatak yatırımına ihtiyaç olmadığını söylüyoruz. Dolayısıyla aslında GES yatırımlarının bu kapsama alınması gerekir. Ayrıca sektörlerimizin teşviklerden daha fazla yararlanması için çaba harcamalıyız. Bildiğiniz gibi,  stratejik yatırım kategorisinde büyük ve döviz kazandırıcı yatırımlara hangi ilde olursa olsun 6. Bölge desteği sağlanmaktadır. Destekler arasında 7 puandan 10 puana kadar faiz indirimi de var. Hatta süper teşvik denilen proje bazlı teşvik var. Bu projelere devlet yatırım yeri tahsis ediyor, altyapı gerekiyorsa devlet kuruyor, alım garantisi veriliyor, ayrıca nakit sermaye desteği de veriliyor.

Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde döviz kazandırıcı bazı yatırımlara kredi desteği verileceğini açıkladılar, yanlış anlaşıldı. Bu yeni bir uygulama değildir. zaten var, büyük şirketler bunlardan yararlanıyor.  

Antalya’da bu alanlarda ortak yatırımlar peşinde koşmalıyız. Böylece hem daha doğru yatırım yapmış oluruz hem de en iyi teşviklerden yararlanırız.

Antalya’nın Serbest Bölge harici ihracatı 2005’te 389 milyon dolardı. 2011’de meyve- sebze ve mermer ihracatıyla 1 milyar dolara çıktı. Son yıllarda buna kimya, ahşap ürünleri eklendi. 2020 ve 2021’de pandeminin dünyada tedarik zincirini kırması bize biraz avantaj sağladı ve ihracat 1 milyar 865 milyona çıktı. Serbest Bölge ihracatını da eklersek 2 milyar 400 milyon dolara yaklaştık. 

KİLO BAŞI İHRACATIMIZ 1 DOLAR 20 CENT CİVARINDA

Buna rağmen ihracatımız az sayıda kalemle ilerliyor. Düşük teknoloji ihracatı yapıyoruz ve kilo başı ihracatımız 1 dolar 20 cent civarında. Bazı kalemlerde 5, 6 cent. Bizim artık katma değeri yüksek ihracatı zorlamamız gerekiyor.

Bunu yapabilir miyiz, kuşkusuz yapabiliriz. Bir tablo daha paylaşayım. Antalya 2005 yılında 10 milyon doların üzerinde sadece 12 ülkeye ihracat yapıyordu. Bu sayı 2017’de 29’a, 2019’da 36’ya, 2021’de 42 ülkeye ulaştı. Bu listeye 2021’de Kore ve Japonya da eklendi.

Artık Latin Amerika’dan Japonya’ya, Afrika’ya dünyanın her yerine ihracat yapıyoruz. Burada koyu kırmızılar yüksek ihracat yaptığımız yerler. Gri bölgeler ihracat yapmadığımız veya 1 milyon doların altında olan ülkeler. Artık bu uzak pazarlarda da tutunmalı ve kalıcı hale gelmeliyiz, ayrıca bu başarıyı yeni sektörlerle devam ettirmeliyiz. İhracatımızı artırmak ve çeşitlendirmek için önümüzdeki yeni fırsatlar bulunmaktadır.

Geçen hafta Hükümet hizmet ihracatını destekleme yönünde çok önemli destekler açıkladı. İnşaat, gayrimenkul, taşımacılık, bilişim, kültür, seyahat acentesi, eğitim, bakım-onarım, yat üretimi, sağlık, fuarcılık sektörleri için yurtdışı tanıtım, mağaza, ofis, fuar gibi etkinliklere önemli destekler geldi. Örneğin sağlık hizmet ihracatı için yurtdışında ön tanı merkezi açılmasına, yabancı öğrenci getirmek için ofis açmaya destekler sağlandı. Komitelerimizin bu konuyu detaylı incelemesinde fayda var. Bu destekler gerçekten hizmet sektörlerimize önemli fırsatlar sunmaktadır.

Biz zaten sağlık sektöründe HİSER çalışması yapıyoruz. BAİB ve tüm kurumlarla birlikte bu çalışmaları hızlandıracağız. Yapmamız gereken şey birlikte ve ortak çalışmaktır. Yeni kümeler kurabiliriz, yurtdışında çok daha etkili çalışmalar yapabiliriz.

Tarımda ve sanayide ihracat yaptığımız ülkelere hizmet sektörüyle de girebiliriz. Bunun için de networking çalışmalarına da hız vereceğiz.

BATI AKDENİZ TİCARET BULUŞMALARI 26-27 MAYIS’TA

İşte 26-27 Mayıs tarihlerinde Batı Akdeniz Ticaret Buluşmaları’nda bunu yapacağız. Antalya’da firmaların alım satım cirosu 300 milyarı geçiyor. Antalya firmaları alımlarının yaklaşık %37’sini Antalya firmalarından, %2’sini Isparta ve Burdur firmalarından yapıyorlar. Sadece mal alımı değil, bazı sektörlerde hizmet alımı bile İstanbul’dan yapılıyor. Bunun bir nedeni Antalya’da bir firmanın diğerinin ürettiği ve sattığı ürünü bilmemesidir. Komitelerimizdeki arkadaşlar bile tanıdıkları kişinin ticaretini tam bilmiyor. Bu nedenle ticaret potansiyelimizin bir kısmını kaybediyoruz.

Ticaret Buluşmaları zirvesinde ticari bağlantı kurma fırsatı vereceğiz. Antalya, Burdur, Isparta networking çalışması yapacağız. Gıda, bilişim gibi sektör mensuplarına diğer sektördeki iş insanlarıyla B2B görüşmesi gibi tanışma, ürün ve hizmetlerini tanıtma imkanı yaratacağız. Örneğin ihracatçıyla üreticiyi buluşturacağız.

Buluşmada bir tarafta Devlet Destekleri Zirvesi olacak, diğer tarafta Özgür Demirtaş hoca gibi konuşmacılar olacak. Yani tarım sektöründeki arkadaşımız tarımda devlet destekleri sunumlarını izleyecek, Tarım Bakanlığı mensuplarına desteklerdeki sorunları anlatabilecektir. Bunun yanında da networking toplantılarına iştirak edebilecektir.

Buluşmada bir başka kısımda San Tek yat sektörü proje pazarı yapılacak. Yat sektörüne dönük ürün ve hizmet sunan sektörler burada yat firmalarıyla buluşabilir.

ANA SPONSOR FRAPORT TAV ANTALYA HAVALİMANI

Bu büyük bir organizasyon olduğu için sponsor desteğine ihtiyaç duyuyoruz. Fraport TAV Antalya ana sponsorumuz olmayı kabul etti. TAV yönetimine teşekkür ediyorum. başka sponsorluk desteklerini de  diğer firmalarımızdan bekliyoruz.

Komitelerimiz bu konuyu ihmal etmemelidir. Bir komitemiz sektör olarak hangi sektörlerle buluşmak isterse buna göre program ve çağrı yaparız. Diğer sektörlerdeki firmalarla ticari bağlantı kurmak isteyen komitelerimiz hızla bunu çalışmalıdır.

Pandemi öncesinde hazırlandığımız bir çalışma vardı. 2020 yılı Nisan ayında diğer oda ve borsalarımız SİAD’larımızla Antalya sorunları ve taleplerini içeren bir dosya ile Ankara’da Bakanlarımız ve milletvekillerimizle ortak toplantı yapacaktık. Pandemi araya girince bu çalışmayı yapamadık.

Oysa uzun zamandır el atılmayan çok yerel ve sektörel konu var. Antalya olarak bunları siyasetin gündemine getirme zamanıdır.

Antalya ticaretinde KDV, kredi konuşarak geri kalıyoruz. Dünyada 15 dakikalık şehir gibi akımlar ticareti, turizmi, sanayiyi değiştiriyor. Dünyaya baktığımızda bizim gündemimiz en az 20 yıl geride.

Önce bunlardan başlayıp, sonra 21. Yüzyılın kenti, ticareti, turizmi nedir diye devam ederek bir silkinmeliyiz.

Bunun için geçen hafta SİAD’larımızla çok yararlı bir toplantı yaptık, Oda ve Borsalarımızla toplandık. Önümüzdeki ay genişletilmiş müşterek komiteler toplantımızda bunları ele alacağız.

SİAD ve oda-borsa istişare toplantılarımızda turizmde fiyat rekabeti, girdi maliyetleri nedeniyle kalite sorunları konuşuldu. Enerji destekleri gibi güncel sorunlar, örneğin GES destekleri, tarımda ve turizmde eleman sorunu gibi konular da ele alındı.

Bunun yanında;

  • Antalya’nın 2040 yılında karbon nötr kent olması,
  • Turizm master planı
  • Turizmde bütüncül yönetim ve tanıtım
  • EXPO alanı projesinin Antalya ekonomisi için yeni bir hamle olması
  • Isparta havalimanının kargo limanı olması ve Antalya ihracatına kargo desteği
  • Tohum üretimi vadisi-tarım teknolojileri ve tohum kümelenmesi

gibi birçok proje gündeme geldi.

EXPO alanını da konuştuk, ANSİAD, ANTGİAD gibi SİAD’larımız, Borsamız, BAKA hepsi EXPO için fikirler geliştirdiler. Bizim artık Serbest Bölgedeki yat kümelenmesi gibi yeni bölgeler kurmamız gerekiyor. Sağlık teknolojileri, biyoteknoloji, nano teknoloji bilişim sektörleri gibi alanlarda kümelenme projeleriyle ekonomimizi güçlendirmeliyiz. Komitelerimizle de görüştükten sonra Hükümetin ve siyasetin gündemine bu tür somut projeler sunacağız.    

Önümüzdeki ay Antalya Kültür Sanat’ta Rodin sergisini açacağız. Rodin sergisinin bu sezon kent turizmine katkı yapmasını istiyoruz. Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’ndan da tanıtım için destek talep ediyoruz.

Dijitalleşme ve endüstri 4.0 alanında çalışmalarımız devam ediyor. Inovatso’da 3D yazıcı eğitimi açtık, kontenjan hemen doldu. Eğitimde de başarılı etkinliklerimiz oluyor.

Odamızın 140. Yılı vesilesiyle güzel eserler veriyor, iz bırakacak çalışmalara birlikte imza atıyoruz.   Destekleriniz ve çalışmalarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Gelecek hafta Ramazan bayramını kutlayacağız. Ramazan bayramının ulusal birlik, sevgi, saygı, dayanışma getirmesini, Antalya ekonomisinde bayram bereketi olmasını diliyorum.”

Meclis toplantısı sonrası, ATSO Yüksek İstişare ve Disiplin Kurulları, Meclis ve Komite Üyeleri, Kadın ve Genç Girişimci Kurullar, Oda çalışanları ve basın mensuplarının katılımıyla iftar yemeği gerçekleşti.