BAGEV Başkanı Davut Çetin: Pandemiden Güçlü Bir Çıkış Yapmalıyız

Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) tarafından düzenlenen “İşletmenizi Büyütmek İçin Bugünün Çevrimiçi Fırsatları ve E-İhracat Zirvesi” webinar üzerinden gerçekleşti. Belgin Güven ve Güçlü İlalmak’ın moderatörlüğünde yapılan zirvede; Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ve BAGEV Başkanı Davut Çetin, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı BAGEV Başkan Yardımcısı Yusuf Keyik, Isparta Ticaret Borsası Başkanı BAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Adar, Antalya İMEAK Deniz Ticaret Odası Şube Başkanı BAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çetin, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı BAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hüdavendigar Günay, pandeminin bölge ekonomisine etkileri, ticaretin yeni kuralları ve dijital dönüşümü konuştu.

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMENİN YOLU DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ATSO ve BAGEV Başkanı Davut Çetin, pandemi nedeniyle başta eğitim ve ticaret olmak üzere her alanda dijital dönüşümün hızlandığını vurguladı.

Krizi fırsata çevirmenin yolunun pandeminin getirdiği yeni normale uygun bir dönüşüm yapmaktan geçtiğini belirten Başkan Davut Çetin şunları kaydetti:

“Bunun bir yolu dijital dönüşümdür, diğer yolu sağlık ekonomisi ve çevreci ekonomi alanına geçmektir. Yani ürün ve pazar çeşitlendirmesi yapmaktır. Biz ATSO olarak 2018 yılında Antalya 4.0 projesi yaptık ve bütün sektörlerimize dijital dönüşüm rehberi hazırladık. E-ticaret ve e-ihracat eğitim ve danışmanlık programları başlatmıştık. İnovasyon ödülleriyle yenilikleri teşvik etmeye gayret ettik. İnovasyon merkezi kurduk. Sosyal medya üzerinden ticaret konusunda çok çalışma yürüttük. Biz dijital dönüşümü ve e-ticareti anlatmakta zorlanırken, pandemi bunu 1 yılda yaptı ve geçti. Bir restoran için bile dijital dönüşümün ne kadar önemli olduğu görüldü. Turizmde Rota Antalya projesi yaparak dijital turizme önemli bir adım attık. Turizmde şunu gördük: golf otellerinin kaybı genelden daha düşük oldu. Ayrıca Çıralı gibi bölgelerimizde küçük oteller pandemiden daha az etkilendi. Bunlar da gelecek için yapmamız gerekenleri yeterince göstermektedir.”

ANTALYA AKILLI DESTİNASYON YÖNETİMİNDE VE PAZARLAMASINDA PİLOT İL OLMALI

Dijital dünyanın yerel markalara önemli fırsatlar sunduğunu belirten Davut Çetin, “Biz halen yerel marka çıkarma konusunda gerekli noktada değiliz. Isparta’nın gülünü, Burdur ve Isparta’nın lavantasını, Manavgat’ın susamını, sayısız ürünü yerel marka olarak düşünmeliyiz. Biz yöresel ürün olarak coğrafi işarete çok takıldık, oysa mesele coğrafi işaret değil. İsviçre gibi bir ülkede bölgeler %100 yerel konsepti geliştirmiş, kendi buğdayından yaptığı makarnayı bölgesel ürün olarak markalaştırıyor, restoranlar onu servis ediyor ve hediyelik eşya gibi satıyorlar. Peynirden, makarnaya, halıdan ayakkabıya sanayi ürünü bile yerel ürün olarak değer kazanabilir. Bu konuda BAKA ile bir çalışmamız var. ATSO olarak dijital pazarlamayı sadece işletmeler için değil, kent ve bölgemiz için de gerekli görüyoruz. Bizim Akdeniz’de tatil yapmak isteyen bir kişiyi, ister Çin’de, ister Norveç’te olsun, internette yakalayıp, ona seçenek sunmamız gerekiyor. Antalya dijital veya akıllı destinasyon yönetiminde ve pazarlamasında pilot il olmalıdır. Biz Antalya turizmi dediğimizde zaten Burdur’u, Isparta’yı da kapsayan, hatta Denizli’ye uzanan bir turizmden söz ediyoruz. Dolayısıyla bu bölge turizmi için de çok büyük bir projedir” dedi.

Davut Çetin bir soru üzerine BAGEV’in sürekli bir iletişim ve beraberlik platformu olduğunu belirterek, “Vakıf olarak Antalya limanı navlun maliyetleri gibi ortak sorunları çözmek için işbirliği yapıyoruz. İstihdam konusunda BAGEV kariyer ile hizmet veriyoruz. Urge çalışmalarında işbirliğimiz var. Pandemi etkileri araştırmamızda BAKA bünyesinde bölgesel ürünlerde izleme grupları kurulması önerildi. Örneğin mermer Burdur için çok önemli olmasının yanında Antalya ve Isparta için de önemli. Tıbbi-aromatik bitkiler, sera ekipmanları, ağaç ürünleri, kırsal turizm gibi halen bölgesel ölçekte ele almamız gereken konular var. Pandemi ister istemez hepimizi etkiledi, ama artık pandemiden güçlü bir çıkış yapmalıyız” ifadesini kullandı.

YUSUF KEYİK: BİR TIKLA DÜNYA ÜRÜNLERİ KAPIMIZDA

Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve BAGEV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yusuf Keyik, kent ekonomisi ve pandeminin etkileri konusunda bilgiler verdi. Burdur ekonomisinin ağırlıklı olarak: Tarım, Hayvancılık ve buna bağlı Tarım -Makineleri ve Gıda, Doğaltaş – Madencilik ve Eğitim (Apart Otel, Yurt, Pansiyonculuk, Ticaret, Eğlence) sektörlerine bağlı olduğunu belirten Yusuf Keyik, altyapı eksiklerinin giderilmesi halinde önemli bir turizm potansiyeli bulunduğunun altını çizdi. Pandeminin gıda dahil tüm sektörleri olumsuz etkilediğini belirten Yusuf Keyik, hayvancılık sektörünün müzmin yarası olan sütün hammaddesini oluşturan; yem, hayvansal ilaçlar ve tarımsal malzeme ve ekipmanların fiyatını serbest piyasa belirlerken; sütün fiyatını “Ulusal Süt Konseyi”nin belirlemesinin, pandemi yaşansa da yaşanmasa da sektörü çıkmaza soktuğunu dile getirdi.

Pandemiden etkilenen sektörlere yönelik ekonomik tedbirlerin yeterli olmadığını belirten Yusuf Keyik, sektörlerin pandemiden daha az zararla çıkabilmesi için önerilerini 23 Mart 2020 tarihinde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na ilettiklerini söyledi.

BUTSO olarak e-ticaretin gelişmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını ancak yeterli talep görmediğini belirten Yusuf Keyik şöyle konuştu:

“Burdur’da e-ticaret ortamında satış yapan firmalarımız var ama bu firmalarımızın genel satış üzerindeki etkisi oldukça düşük. 2018 ve 2019 yılları içerisinde Kadın Girişimcilere yönelik bir dizi çalışmalarımız oldu. Amacımız; yerel ürünleri hem belirlenecek güzergah ve sergilerde satmak ve hem de online satışını yapmak idi. Araya pandemi girince ne yazık ki düşüncelerimiz tam olarak uygulamaya geçemedi. Eskiden İstanbul’a, Bursa’ya mal almaya gidilirdi. Bugün bir tıkla dünya ürünleri kapımıza gelmektedir. İşletmemizi açmamız, gün boyu beklememiz tabi ki gerekmektedir ama günün şartlarına baktığımızda bunlar yeterli değildir. Günümüz internet çağında vatandaşlarımız tuvalet kağıdını bile internet ortamında satın alıyorsa, ürünü elektronik ortamda satılan veya satılmayan tüm işletmeciler durup bir düşünmeleri gerekmektedir. Mevcut durumumuzu korumak belli bir düzeye kadar olmaktadır. Ticarette var olabilmek için teknolojiyle barışık olmak zorundayız. Bugün; işletmelerin internet siteleri yok ise online satış yapan firmalarla çalışmıyorlarsa işletmelerinin sürekliliğini sağlamak gerçekten çok zor olacaktır.”

AHMET ÇETİN: COVİD-19’DAN EN ÇOK DENİZCİLİK SEKTÖRÜ ETKİLENDİ

Antalya İMEAK Deniz Ticaret Odası Şube Başkanı ve BAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çetin de konuşmasında dünyanın son yüz yılda gördüğü en büyük krize neden olan covid 19 pandemisinin denizcilik sektörünü çok olumsuz etkilediğini söyledi. Ahmet Çetin, “Üyelerimizin büyük çoğunluğu ekmeğini deniz turizminde kazanmaktadır. Ülkemizin en çok su üstü sporları, dalış okulu ve günübirlik tur teknesine sahip iliyiz. 2019 yılında yerli yabancı konuk sayımızın artması ile 2020 yılı için yeni ve önemli yatırımlar yaparak sezona hazırlanan üyelerimiz Mart 2020’de pandemi ile sarsıldı. Antalya olarak bizler Ege illerinden çok daha fazla etkilendik” dedi.

Türkiye’de turizm gelirlerinin %20-25’inin deniz turizminden sağlanmasına karşın, deniz turizmi sektörünün gereken ilgiyi görmediğini ifade eden Ahmet Çetin, “Kitle turizminin dünya üzerindeki en önemli destinasyonu olan Antalya’da, üyelerimiz faaliyetleri ile çok önemli bir katma değer yaratıyorlar” diye konuştu. Ahmet Çetin, Antalya Serbest Bölgesi’nin dünyanın en önemli kompozit tekne üretim merkezleri arasında yer aldığını, son dönemde sahil güvenlik botları, kontrol botları ve insansız deniz araçları üretimiyle gündeme gelen Serbest Bölge ile gurur duyduklarını söyledi.

Çetin, Antalya Limanı’nın işletmesinin Katarlı bir firmaya devredilmesinin, Antalya denizciliği ve deniz ticaretine önemli katkılar sağlamasını ümit etiklerini de sözlerine ekledi.

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de son yıllarda yapım hızı artan liman, marina gibi değerli deniz yapıları olmasına karşın, altyapının yetersiz olduğunu vurgulayan Ahmet Çetin şöyle konuştu: “Denizci millet denizci ülke olan vizyonumuzu marinalarımız yat yanaşma yerlerimiz, yat yapım ve çekek yerlerimiz olmadan özel veya ticari alanda nasıl sağlayacağız. Bu bağlamda Manavgat’ta 40 yılı aşkın sürede çok önemli bilgi birikime ve emeğe sahip olan yat yapım ve çekek yeri projesini çağın şartlarına uygun olarak en kısa sürede hayata geçirmeliyiz. Ülkemizin beşinci büyük şehri Antalya’mız da yaşayan vatandaşlarımızın tekne ve deniz araçlarını bağlayacağı bizim “hemşeri marinası” dediğimiz yeni marina ve yat yanaşma bağlama yerlerine acil ihtiyacı bulunmaktadır.”

AHMET ADAR: ESKİ TİCARET YÖNTEMLERİ YERİNİ DİJİTALE BIRAKIYOR

Isparta Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve BAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Adar da konuşmasında, Covid-19 pandemisinin özellikle küçük esnaf ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaları ciddi şekilde etkilediğini belirterek, “Pandemi sürecinin gıdaya ve doğal ürünlere olan talebi artırması ilimiz açısından krizin fırsata çevrilmesine zemin hazırladı. 2020 yılında meyve ve sebze ile birlikte tıbbi ve aromatik bitki ürünlerinin ticaretinde genel ekonomik ortamın tersine büyüme yaşandı. Elma ve kiraz başta olmak üzere bir çok ürünümüzün yurtiçi satışlarında ve ihracatında ciddi gelişim kaydedildi. Bu süreçte ilimizin en kıymetli ürünü olan ‘Isparta Gülyağı’ ise kozmetik sektöründe yaşanan daralma sebebiyle ticaretinde bir miktar kayıp yaşadı” dedi.

Isparta Ticaret Borsası olarak bu süreçten en az hasarla çıkmak ve krizi fırsata çevirmek için sürekli olarak üyelerle irtibatta olduklarını belirten Ahmet Adar şunları kaydetti:

“Stratejik planımızı dijitalleşme, e-ticaret, girişimcilik ve ihracat konuları üzerine inşa ettik. Dijital platformlar üzerinden yurtdışında ticaret müşavirlerimizle üyelerimizi bir araya getirerek yeni pazarlar hakkında bilgi almalarını sağladık. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu faaliyetlerimizi artırarak devam edeceğiz.”

“Coğrafi işaret” konusuna büyük önem verdiklerini belirten Ahmet Adar, “İlimizde coğrafi işaret tescili alınmış 7 adet ürün bulunmaktadır. Borsamızın aldığı ‘Isparta Gülyağı’ coğrafi işareti şehrimizin marka ürününün ‘Isparta’ adıyla markalaşmasını sağlamak için atılmış bir adımdır. Aynı şekilde Gülsuyu ve Elma içinde coğrafi işaret başvurularımızı yaptık. İnşallah yakın zamanda tescillerimizi alacağız. Yine bu tescillerle farklı yörelere ait veya taklit ürünlerin ‘Isparta’ adı ile satışının da önüne geçeceğiz” dedi.

Adar, bir soru üzerine, pandemi sonrası Isparta’da birçok firmanın web sitesi kurarak ürünlerini e-ticaret dünyasına dahil ettiğini, yurt içi ve yurt dışı merkezli büyük e-ticaret platformlarına üye olarak satışa başladığını belirterek, “Firmalarımız bu konuda ciddi mesafe kat etti ve büyüme sağladı. İnşallah önümüzdeki dönemde de bu firmalarımızın hem iş hacmi hem de sayısı artacaktır. Daha fazla üyemizin bu platformlarda faaliyet göstermesi için firmalarımıza ve girişimcilerimize gereken desteği vermeye devam edeceğiz.  Artık eski ticaret yöntemleri yerini yeni dijital yöntemlere bırakıyor. Biz de amasız, fakatsız bu ticaret devriminin içinde olmalıyız” dedi.

MURAT HÜDAVENDİGAR GÜNAY: TARIMDA DİJİTAL DÖNÜŞÜM BAŞLIYOR

Webinarda moderatörlerin sorularını cevaplayan Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve BAGEV Yönetim Kurulu Üyesi Murat Hüdavendigar Günay da, “Dünyayı saran COVİD – 19 pandemi krizinin sağlıktan ekonomiye, eğitimden gündelik yaşama kadar birçok alanda bizleri çok olumsuz etkiledi. Aynı şekilde bu kriz ortamı birçok alanda iş yapış şekillerimizi de fizikselden dijitale taşıdı” dedi. Günay, krizi fırsata çevirmek için Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası olarak aldıkları aksiyon ve tedbirlerden bahsetti.

Başkan Günay, tarım sektörünü etkileyen teknolojiler ve tarım sektöründeki dijital dönüşüm süreçleri ve bunun çiftçiden tüketiciye kadar çevresel ve ekonomik faydalarını ve Tarım Organize Sanayi Bölgelerinin kurulması ve yaygınlaştırılması ile ilgili düşüncelerini de paylaştı.

Kumluca’nın ana geçim kaynağı olarak tarımın ilçe ekonomisinde önemli bir yer tuttuğunu, yaş meyve ve sebze ihracatında Rusya’nın en önemli alıcıların başında geldiğini söyleyen Günay, son yıllarda Rusya ile yaşanan kriz, kota ve ürün bazlı yüksek analiz talepleri konusunda düşüncelerini ve devlet bürokrasisi nezdinde girişimlerini ve çözüm önerilerini anlattı.